Yeni yayımlanan kapsamlı bir araştırma, çocukluk çağı obezitesinin kaynağında büyük oranda ebeveynlerden geçen genetik faktörlerin yattığını ortaya koydu.

University College London’dan (UCL) Dr. Liam Wright ve ekibinin yürüttüğü çalışmaya göre, obezite riski taşıyan çocuklar genellikle bu eğilimi anne ya da babalarından miras alıyor. Çalışma, çocukların yalnızca doğrudan kalıtımla edindikleri genlerin değil, aynı zamanda ebeveynlerde bulunup çocuğa geçmeyen fakat çevresel faktörler aracılığıyla dolaylı etkide bulunan genlerin de rol oynayabileceğini ortaya koyuyor.

Araştırma, 5 Ağustos 2025 tarihinde saygın bilim dergilerinden PLOS Genetics’te yayımlandı ve genetik yatkınlığın çocukluk çağındaki kilo problemleri üzerindeki etkisine dair önemli bulgular sundu.

GENETİK YATKINLIK MI, YAŞAM TARZI MI?

Çocukluk çağı obezitesi dünya genelinde giderek artarken, uzmanlar uzun süredir bu durumun nedenlerini anlamaya çalışıyor. Obez bireylerin çocuklarının da benzer kilo sorunları yaşama olasılığı uzun yıllardır biliniyor; ancak bunun genetik mi yoksa çevresel koşullardan mı kaynaklandığı sorusu bugüne kadar net bir yanıt bulamamıştı.

Yeni araştırmada bilim insanları, 2.500’den fazla anne-baba-çocuk üçlüsünden elde edilen genetik verilerle birlikte vücut kitle indeksi (VKİ) ve beslenme alışkanlıklarını da inceledi. Araştırmanın odak noktası, ebeveynlerden doğrudan geçen obeziteyle ilişkili genler ile çocuğa geçmese de çocuğun yaşam koşullarını dolaylı olarak etkileyen genetik yapı oldu. Bu dolaylı etkiye “genetik yetiştirme etkisi” (genetic nurture effect) adı veriliyor.

ANNE VE BABA GENLERİNİN ETKİSİ FARKLILIK GÖSTERİYOR

Çalışmanın en dikkat çeken bulgularından biri, anne ve babaların çocukların obezite riskine olan etkilerinin düzeyinde farklılıklar olması. Hem annenin hem de babanın vücut kitle indeksinin çocuğun VKİ’siyle ilişkili olduğu görülse de, bu ilişkinin büyük kısmı çocuğa doğrudan aktarılan genlerle açıklanabiliyor.

Ancak annenin obeziteyle ilişkili genleri, çocuk tarafından miras alınmasa bile, çocuğun çevresel koşullarını şekillendirerek dolaylı etki yaratabiliyor. Bu etki özellikle çocuğun ergenlik döneminde daha belirgin hale geliyor. Öte yandan babanın genetik yapısının, doğrudan miras alınan genler dışında çocuğun kilosu üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı saptandı.

Obezite Dünyada Ve Türkiye'de Artmaya Devam Ediyor (2)

EBEVEYN ETKİSİNİ DEĞERLENDİRİRKEN GENETİK GÖZ ARDI EDİLMEMELİ

Araştırmayı yürüten uzmanlara göre, ebeveynlerin çocukları üzerindeki etkisini değerlendiren çalışmaların mutlaka kalıtımsal genetik faktörleri dikkate alması gerekiyor. Aksi halde, sadece yaşam tarzı veya ebeveyn davranışları temelinde yapılan değerlendirmeler, ebeveynin etkisini olduğundan fazla veya eksik gösterebilir.

Göz tansiyonunda erken teşhis kalıcı körlüğü önlüyor
Göz tansiyonunda erken teşhis kalıcı körlüğü önlüyor
İçeriği Görüntüle

Dr. Liam Wright, bu konuda şu ifadeleri kullandı:
“Obezite, karmaşık nedenlere dayanan bir sağlık sorunu. Çocukların kilosunu yalnızca çevresel faktörlerle açıklamak yetersiz kalabilir. Genetik yatkınlık, hem doğrudan miras alınan genler hem de ebeveynlerin oluşturduğu çevresel koşullar aracılığıyla güçlü bir belirleyici rol oynuyor.”

GENETİK BİLGİ, OBEZİTEYLE MÜCADELEDE YENİ KAPILAR AÇABİLİR

Bu çalışma, çocukluk çağı obezitesine yönelik önleyici stratejiler geliştirilirken genetik bilgilerin de dikkate alınmasının önemine dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, genetik mirasın erken yaşta tespit edilmesi, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha etkili müdahale planlarının hazırlanmasına olanak tanıyabilir.

Özellikle annelerin, hamilelik öncesi ve sürecindeki sağlık durumlarının çocuğun gelecekteki kilo yapısı üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabileceği göz önünde bulundurulmalı. Sağlıklı gebelik süreçlerinin teşvik edilmesi, doğum sonrası beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarının düzenlenmesi, genetik risk taşıyan çocuklar için kritik öneme sahip olabilir.

Kaynak: Haber Merkezi