NASA, ESA (Avrupa Uzay Ajansı) ve çeşitli yer tabanlı gözlemevlerinin verilerinden yararlanılarak yapılan yeni bir çalışmada, üç süper kütleli kara deliğin dev yıldızları yuttuğu ortaya kondu. Bu olağanüstü kozmik olayların, bugüne kadar gözlemlenen en enerjik patlamalar arasında yer aldığı bildirildi.
SÜPER KÜTLELİ KARA DELİKLERDEN OLAĞANÜSTÜ PARLAMALAR
Araştırma kapsamında incelenen her bir kara delik, uzak galaksilerin merkez bölgelerinde bulunuyor ve Güneş'ten üç ila on kat daha büyük yıldızları yok ettiği anda yoğun bir parlama oluşturdu. Bu parlama birkaç ay boyunca sürdü. Söz konusu olaylar sırasında, 100'den fazla süpernova patlamasından daha fazla enerji açığa çıktı.
Bilim insanları, bu tür yüksek enerjili patlamaları “aşırı çekirdek geçici olaylar” (extreme nuclear transients) olarak sınıflandırdı. Normalde pasif durumda bulunan süper kütleli kara deliklerin gözlemlenmesini mümkün kılan bu olaylar, kara delik araştırmaları açısından büyük önem taşıyor.
YÜKSEK ENERJİLİ RADYASYON, GALAKSİLERİ ETKİLİYOR
Olaylar sırasında açığa çıkan yüksek enerjili radyasyon, kara deliklerin bulunduğu galaksilerin merkez bölgelerine yoğun biçimde yayıldı. Hawaii Üniversitesi’nden araştırmayı yürüten Jason Hinkle, bu tür olayların "normalde görünmeyen kara delikleri gözlemleyebilmek için elimizdeki en etkili araçlardan biri olduğunu" belirtti.
Radyasyonun yayılımı, teleskoplar tarafından tespit edilebilen daha düşük enerjili ışımaları da beraberinde getirdi. Bu durum, olayların kapsamlı biçimde analiz edilmesini sağladı.
OLAYLAR AYLAR SÜREN PARLAKLIKLA İZ BIRAKTI
Yıldızların yok oluşu, yaklaşık 100 gün boyunca süren bir parlaklık artışına neden oldu. Ardından bu parlaklık yaklaşık 150 gün içinde yavaş yavaş azaldı. Süreç boyunca ortaya çıkan ışınım, gözlemevleri tarafından detaylı şekilde kaydedildi.
NASA’nın Neil Gehrels Swift Gözlemevi, olayların birer yıldız patlaması değil, doğrudan kara deliklerin yıldızları parçalaması sonucu meydana geldiğini doğruladı. X-ışını, morötesi ve optik ışık verilerinin zaman içindeki değişimi, bu saptamada belirleyici rol oynadı.
"BARBİE" OLAYI VE DİĞER TESPİTLER
Tespit edilen üç olaydan biri, 2020 yılında Kaliforniya’daki Zwicky Geçici Tesisince (ZTF) keşfedildi. “ZTF20abrbeie” olarak adlandırılan bu olay, gayriresmî olarak “Barbie” ismiyle anılıyor. Diğer iki olay ise ESA’nın Gaia uydusu tarafından 2016 ve 2018 yıllarında gözlemlendi. Her üç olay da yeni çalışmada detaylı şekilde ele alındı.
NASA’nın eski uydularından WISE (daha sonra NEOWISE), olayların çevresinde bulunan kozmik tozu karakterize etmekte kullanıldı. Ayrıca Pan-STARRS, ATLAS, Catalina ve Keck Gözlemevi verileri de analiz sürecine katkı sağladı.
JAMES WEBB VE ROMAN TELESKOBU İLE YENİ KEŞİFLER MÜMKÜN
Araştırmanın ortak yazarlarından Anna Payne, bu tür nadir olayların gelecekte yapılacak gözlemler için referans niteliği taşıdığını ifade etti. NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu ile erken evrendeki süper kütleli kara deliklerin nasıl beslendiği üzerine yapılan gözlemlerle bu çalışma arasında paralellikler kuruldu.
Öte yandan, NASA’nın 2026 sonbaharı veya 2027 yılı içinde fırlatılması planlanan Nancy Grace Roman Uzay Teleskobu da bu tür aşırı çekirdek geçici olayları çok daha uzak geçmişten gözlemleme kapasitesine sahip olacak. Geniş görüş alanı ve yüksek kızılötesi hassasiyeti sayesinde teleskobun, 12 milyar yıl öncesine kadar uzanan patlamaları tespit edebileceği belirtiliyor.
KARA DELİKLERİN EVRİMİNDE YENİ BİR SAYFA AÇILIYOR
Süper kütleli kara deliklerin nasıl büyüdüğü, modern astronominin yanıt aradığı en büyük sorulardan biri olmayı sürdürüyor. Hinkle, bu çalışmanın bu soruya yeni ipuçları sunduğunu belirterek araştırmalarına Illinois Urbana-Champaign Üniversitesi’nde NASA Hubble bursiyeri olarak devam edeceğini duyurdu.
Bilim insanları, bu tür nadir ve güçlü olayların gözlemlenmesinin kara deliklerin evrendeki evrimini anlamada yeni bir pencere aralayabileceği görüşünde.




