Nature dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, grip ve COVID-19 gibi solunum yolu virüslerinin, akciğerde yıllarca uyku halinde kalabilen meme kanseri hücrelerini yeniden büyüme moduna geçirebildiğini gösterdi.

Araştırmacılar, bu sürecin bağışıklık sistemi aracılığıyla tetiklendiğini ve özellikle IL-6 sinyal yolunun bu dönüşümde kritik rol oynadığını bildirdi. Bulgular, viral enfeksiyon sonrası meme kanseri nüks riskinin artabileceğini ortaya koyuyor.

MEME KANSERİNDE UYKU HALİNDEKİ HÜCRELERİN ROLÜ

Meme kanseri, kadınlar arasında en yaygın görülen kanser türlerinden biri ve ABD’de kanser kaynaklı ölümlerde ikinci sırada yer alıyor. Tedavi sonrası vücutta kalan yayılmış kanser hücreleri (dissemine kanser hücreleri – DCC), yıllarca inaktif durumda kalarak hastalığın tekrar etmesine zemin hazırlayabiliyor. Bu hücrelerin aktif hale geçmesi, çoğu zaman tümör mikroçevresindeki değişimlerle tetikleniyor. Çalışma, solunum yolu enfeksiyonlarının bu süreçte önemli bir dış tetikleyici olabileceğini gösteriyor.

2050’De Bu Kanserin Vaka Sayısında Rekor Artış Olabilir1

FARE MODELLERİNDE ELDE EDİLEN BULGULAR

Araştırma ekibi, MMTV-Her2 fare modeli üzerinde influenza A virüsünün (IAV) etkilerini inceledi. Enfeksiyon sonrası üç ile 15 gün arasında akciğerlerdeki HER2 pozitif hücre sayısında 1.000 kata varan artış gözlendi. Bu artış, dokuz ay sonrasında bile tespit edilebilecek düzeyde devam etti. Bulgular, söz konusu hücrelerin meme dokusundan yeni taşınma ile değil, doğrudan akciğerdeki uyku halindeki hücrelerin yeniden aktifleşmesiyle ortaya çıktığını gösterdi.

HÜCRESEL DÖNÜŞÜM VE FENOTİP DEĞİŞİMİ

Uyku halindeki DCC’ler genellikle mezenkimal özellikler taşırken (vimentin pozitif), aktifleşme sürecinde kısmen epitel özellikleri (EpCAM pozitif) kazandıkları gözlendi. Enfeksiyon sonrası hücreler, hem mezenkimal hem de epitel özellikleri bir arada taşıyan hibrit bir fenotipe büründü. Bu geçiş, hücrelerin çoğalma kapasitesini artırırken bağışıklık sisteminden kaçabilmelerine de yardımcı olabiliyor.

IL-6 VE BAĞIŞIKLIK HÜCRELERİNİN ROLÜ

Çalışma, IL-6 adlı inflamatuvar sitokinin bu aktifleşme sürecinde belirleyici olduğunu ortaya koydu. İlk aşamada IL-6, hücrelerin fenotip değişimini ve hızlı çoğalmasını tetiklerken, ikinci aşamada CD4+ T hücreleri devreye girerek bu uyanmış hücrelerin varlığını sürdürüyor. CD4+ hücreler, aynı zamanda CD8+ sitotoksik T hücrelerinin kanser hücrelerini yok etme kapasitesini baskılıyor.

COVID-19 İLE BENZER MEKANİZMA

Ekip, SARS-CoV-2 (COVID-19) enfeksiyonunun da benzer şekilde DCC’leri aktive edebileceğini gösterdi. COVID-19 geçiren farelerde, akciğerlerde HER2 pozitif hücre sayısı belirgin şekilde arttı. Bu etki, IL-6 geni olmayan farelerde gözlenmedi, bu da mekanizmanın IL-6 bağımlı olduğunu doğruladı.

Kütahya’da grip aşısı bulunuyor mu?
Kütahya’da grip aşısı bulunuyor mu?
İçeriği Görüntüle

İNSAN VERİLERİNDEN DESTEKLEYİCİ KANITLAR

Birleşik Krallık Biyobankası verileri, COVID-19 geçiren kanser geçmişi olan bireylerde ölüm riskinin belirgin şekilde arttığını ortaya koydu. COVID-19 pozitif olanlarda kanser kaynaklı ölüm oranı yaklaşık iki kat daha yüksekti. Ayrıca Flatiron Health veritabanı analizi, COVID-19 geçiren meme kanseri hastalarında akciğer metastazı riskinin arttığını gösterdi, ancak istatistiksel anlamlılık tüm değişkenler için ayarlandığında azaldı.

ÖNLEME STRATEJİLERİ ÜZERİNE ETKİLER

Araştırma, solunum yolu enfeksiyonlarının meme kanseri nüks riskinde rol oynayabileceğini vurguluyor. Bu bulgular, özellikle kanser tedavisi sonrası izlem sürecinde enfeksiyon önleme stratejilerinin önemini artırıyor. Uzmanlar, aşılamanın ve bağışıklık sistemini korumaya yönelik önlemlerin bu riskleri azaltmada potansiyel etkili olabileceğini belirtiyor.

Kaynak: Haber Merkezi