Türk Böbrek Vakfı (TBV), obezite, böbrek hastalıkları ve diyabet gibi birçok sağlık sorunuyla ilişkili olan hipertansiyonun, yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabileceğini belirtti.
Baş ağrısı, susuzluk, sık idrara çıkma ihtiyacı, gece daha sık idrara çıkma, zayıflık, yorgunluk ve bulanık görme gibi belirtilerle seyreden hipertansiyon, birçok hastada belirti göstermeden de gelişebiliyor.
Bu belirtilere ek olarak, idrar yolu ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına daha sık yakalanma, yaraların ve enfeksiyonların iyileşme sürecinin uzaması gibi farklılıklar da dikkat çekmektedir.
"Türkiye'de her 3 yetişkinden biri tansiyon hastası"
Vücudumuz, muazzam bir düzen içinde işler ve bir şeyler yolunda gitmediğinde etkisi tahmin edilenden daha ciddi olabilir. Obezite, böbrek hastalıkları ve diyabet gibi birçok sağlık sorunuyla ilişkili olan hipertansiyon, yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir.
"Tedavilerin ana hedefi kalp damar hastalıklarının ortaya çıkışını azaltmaktır"
TBV Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydın Türkmen, hipertansiyonun her geçen gün artan küresel bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı.
Yaşla birlikte hipertansiyonun görülme sıklığının arttığını vurgulayan Türkmen, birçok hastada başlangıç belirtilerinin çok ağır olmadığını ve bu durumun doktora zamanında başvurmayı geciktirerek hayati tehlikelere neden olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Türkmen, 60 yaş üstü kişilerin yüzde 60'ından fazlasını etkileyen hipertansiyonun, damar ve diğer uç organ hasarlarına neden olduğunu aktararak, "Genellikle kronik böbrek hastalığı, diyabet ve obeziteyle ilişkili olarak ortaya çıkması, kalp damar hastalıkları riskini de arttırır. Dolayısıyla hipertansiyona yönelik tedavilerin ana hedefi, böbrek ve kalp gibi uç organ hasarlarını sınırlamak, böylece kalp damar hastalıklarının ortaya çıkışını ve buna bağlı ölümleri azaltmaktır." ifadelerini kullandı.Diğer özelliklere bakılmaksızın, kan basıncı sürekli olarak 140/90 mmHg veya daha yüksek olan hastalarda, yaşam tarzı önlemleri etkisiz ise ilaç tedavisinin başlatılması gerektiğinin altını çizen Türkmen, şunları kaydetti:
"Her ne kadar çoğu hasta tarafından sıklıkla kullanılmasa da yaşam tarzını değiştirmek ve kişisel tedbirler almak, tansiyon kontrolünde çok önemli bir rol oynar. Bu önlemler arasında aşırı kilolu veya obez kişiler için kilonun azaltılması, düşük sodyum diyeti, sigaranın bırakılması, alkol ve kafein sınırlamaları ve düzenli fiziksel aktivite yer alıyor. Bununla birlikte, dünya çapında eğitim ve teknolojinin bir araya gelmesi sayesinde kan basıncı kontrolünde hastalar lehine önemli ilerlemelerin sağlanması mümkün olacaktır.""Hipertansiyon çocuklarda da her yaşta görülebiliyor"
Prof. Dr. Aydın Türkmen, hipertansiyonun yalnızca yetişkinlerde değil çocuklarda da her yaşta görülebildiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu durum doğuştan gelen etkenler sonucu ortaya çıkabileceği gibi obeziteye bağlı olarak daha büyük yaştaki çocuklarda veya ergenlerde de ortaya çıkabilir. Çocuklarda hipertansiyon belirtileri hipertansiyona sebep olan bir hastalığın varlığına ve hipertansiyonun düzeyine göre farklılık gösterir. Bulantı, kusma, baş dönmesi, burun kanaması, halsizlik, bulanık görme gibi belirtiler, çocuklarda hipertansiyonu düşündürmelidir. Obezitenin son yıllarda tüm ülkeleri tehdit eder hale gelmesi, özellikle Türkiye'nin en obez ülkeler arasında yer alması ile çocuklarda hipertansiyon vakalarında artış görülmektedir." KAYNAK: AA