Orta Doğu’da tırmanan İsrail-İran gerilimi, sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel lojistik ve tedarik zinciri ağlarını da derinden etkiliyor. Hürmüz Boğazı, Kızıldeniz ve Akdeniz gibi stratejik geçiş noktalarında güvenlik risklerinin artması, uluslararası taşımacılık şirketlerini alternatif güzergâhlara yönelmeye zorluyor.
Sigorta şirketlerinin risk primlerini artırmasıyla birlikte navlun fiyatları yükselirken, başta gıda, enerji, elektronik ve ilaç gibi sektörlerde taşımacılık gecikmeleri yaşanıyor. Uzmanlara göre, çatışmaların devam etmesi durumunda, küresel üretim ve tedarik zincirlerinde domino etkisi yaratabilecek kırılmalar kaçınılmaz hale gelebilir.
BÖLGE ÜLKELERİ ALTERNATİF KORİDORLAR PEŞİNDE
Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Arı, yaşanan krizlerin, bölge ülkelerini alternatif ticaret yolları geliştirmeye ittiğini belirtiyor. Suudi Arabistan’ın Basra Körfezi’ni Kızıldeniz’e bağlayacak demiryolu projesi, Kuveyt’in Umman ile demiryolu bağlantısı planı ve Türkiye’nin Irak’la yürüttüğü Basra-Ceyhan boru hattı gibi projeler bu adımların başında geliyor.
Ancak Arı, Hürmüz Boğazı gibi kritik geçiş noktalarının tamamen by-pass edilmesinin gerçekçi olmadığını, yeni projelerin kapasite açısından sınırlı ve henüz tam anlamıyla devreye alınmadığını da vurguluyor.
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin’e göre, devam eden çatışmaların etkileri yalnızca taşımacılık değil, enerji fiyatları ve bölge ekonomileri üzerinde de hissediliyor. İsrail’in Mısır’a gaz akışını durdurması, bu ülkenin tesislerinde üretimi etkilerken, Hürmüz Boğazı çevresinde gecikmeler yaşayan Katar ve güvenlik riskleri artan Suudi Arabistan gibi ülkelerde maliyetler yükseliyor.
Belirsizlik nedeniyle bazı ülkelerde stoklama eğilimi baş gösterirken, bu da kısa vadede arzın daralmasına ve panik alımlara yol açıyor. Enerji açısından büyük öneme sahip Hürmüz Boğazı’nın kapanma ihtimali, petrol fiyatlarında ani yükselişlere ve küresel ekonomide ciddi sarsıntılara neden olabilir.
ALTERNATİF GÜZERGAHLAR ÇÖZÜM MÜ?
Süveyş Kanalı’nda artan riskler nedeniyle bazı deniz taşımacılığı şirketlerinin rotalarını Ümit Burnu çevresine kaydırması, taşıma süresi ve maliyetleri artırıyor. Bu değişiklikler sigorta primlerine de yansırken, tedarik sürekliliğini tehdit eden gelişmelerin önüne geçilmesi için daha fazla altyapı yatırımı ve bölgesel istikrar çağrısı yapılıyor.
Prof. Dr. Arı, kısa vadeli çözümlerin yeterli olmadığını, kalıcı çözüm için bölgesel barışın sağlanması ve büyük ölçekli altyapı yatırımlarının tamamlanmasının şart olduğunu belirtiyor.





