Silicone Valley Bank (SVB), 1983 yılında kurulmuş, teknoloji ve yenilik odaklı şirketlerin özel ihtiyaçlarını karşılayan bir finans kurumudur. Halen Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük 16. bankası ve ağırlıklı olarak teknoloji şirketlerine hizmet etmektedir. SVB, müşterilerine krediler, kredi limitleri ve mevduat hesapları dâhil olmak üzere çeşitli hizmetler sunmaktadır. Merkezi Santa Clara, California’da bulunan şirket, dünya çapında yeni kurulan şirketlere ve risk sermayesi şirketlerine kredi vermede lider olarak tanınmaya devam ediyor. SVB, nakit yönetimi, uluslararası ödemeler ve yasal uyumlulukla ilgili benzersiz zorluklarına özel çözümler sunarak müşterilerle uzun vadeli ilişkiler kurmuştur. Ayrıca Silicone Valley Bank, ağını genişletti ve şu anda dünya çapında birçok şehirde (New York, Şanghay, Londra) şubeleri var. Hâlihazırda küresel çapta büyüyen yeni girişimlere yardım sağlıyor.
Genel olarak, bu bankanın, özellikle ihtiyaçlarına göre tasarlanmış özelleştirilmiş bankacılık çözümleri sunarak teknoloji endüstrisinin büyümesine büyük katkı sağladığını söyleyebilirim.
Banka Operasyonlarının Arka PlanıSilicone Valley Bank, başlangıçta, yarı iletken endüstrisine, borç veren olarak hizmet etti, ancak o zamandan beri hizmetlerini, sağlık, enerji ve kurumsal yazılım gibi çeşitli alanlarda dikey yükselen ve yerleşik teknoloji firmalarına genişletti. Banka, girişimciler için bir müttefik olmaktan gurur duyuyor ve girişim borç finansmanı, başlangıç bankacılığı paketleri, döviz hizmetleri, ödeme işlemleri ve yatırım yönetimi gibi özel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış finansal çözümler sunmaya devam ediyor. New York City, Austin ve Boston gibi ABD’nin inovasyon merkezlerinde çeşitli şubelerle dünya çapında 16’dan fazla ülkede faaliyet gösteriyor.
Hızlı büyüyen işletmelerin finansal operasyonlarına ilişkin benzersiz anlayışı nedeniyle hem Forbes hem de Pitchbook tarafından yeni başlayanlar için en iyi bankalardan biri seçildi.
Bankaların iflasına neden olan faktörlerGenel bir ifadeyle, bankaların iflası, kötü yönetim kararları, ekonomik gerilemeler ve yetersiz risk yönetimi uygulamaları gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Kötü yönetim, varlıkları veya borç verme uygulamalarını yönetirken risk değerlendirmesindeki gevşek gözetim veya yetersizlik nedeniyle ortaya çıkabilir. Ekonomik durgunluklar, müşterilerin kredileri geri ödeyememelerine yol açabilir, bu da finansal zararları artırabilir. Benzer şekilde, yeterince korunamayan aşırı riskler, bankaları verilen kredilerde veya yapılması gereken yatırımlarda öngörülemeyen kayıplara maruz bırakabilir. Aynı hizmetleri daha düşük maliyetlerle sunan diğer finansal kuruluşların rekabeti, bir bankanın kar marjlarını doğrudan azaltabilir. Ayrıca, teknolojik gelişmeler bankacılık işlemlerinde aracısızlaştırmaya yol açmıştır.
Nihayetinde, ekonomik koşullar ve ilerlemeler gibi dış faktörlerle birleşen iç kötü yönetim, büyüklüğü ve faaliyet ölçeği ne olursa olsun bankaların iflasına neden olmada önemli bir rol oynamaktadır.
Silikon Vadisi Bankası ÇöküşüBildiğiniz gibi cuma günü 2008 yılından bu yana ABD de yaşanan en büyük banka krizi olacak SVB’nin çöküşüne şahit olduk. Bankanın çöküşüne dair nedenler silsilesi mutlaka vardır ancak temelde ABD Merkez Bankası faiz artırımları eğilimi ve buna karşılık risk iştahındaki azalmayı gösterebiliriz. Bu sebepler sonucunda oluşan mali yapıdaki bozulma ve yine buna karşılık ortaya çıkan güvensizlik ile bankanın hisse fiyatlarında görülen yüzde 64 oranındaki gerileme sonrasında bankanın işlemleri durduruldu ve bankaya kayyum atanması kararı alindi.
Fed’in enflasyon ile mücadelede faiz oranlarını hızla yükseltmesi, çoğunluğu teknoloji girişimcileri ve şirketleri olan SVB müşterilerinin risk almaktan kaçınmasına sebep oldu. “Çünkü ellerindeki para yüksek faiz oraları ile birlikte pahalılaşmış oldu.”
Bunun yanında her bankanın her finansal kurulusun yaptığı gibi SVB de topladığı mevduatlar ile milyarlarca dolar değerinde tahvil satın almış görünüyor. Aldığı tahvillerin değerleri de enflasyon oranındaki artış ile birlikte eridi. Yani enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde çıkarılan tahvillerin getirilerinden daha az getirisi oldu. Paranın maliyeti yükseldiği için çoğunluğu teknoloji şirketi olan bankanın müşterileri nakit ihtiyacını bankadaki fonlarından karşılama yoluna gitmek zorunda kaldı.
Kısaca SVB, müşterilerinden artan nakit çekme taleplerini karşılamak için varlık satma yoluna gitmek zorunda kaldı. Bunun neticesinde değeri 21 milyar dolar olan tahvil portföyünü sattı ve bu satıştan 1,8 milyar dolarlık zarar etti. Bu zarar sermaye artırımı yoluyla kapatılmak istenilse de dışarıdan yatırımcı bulunamadı. Daha sonra banka bu zararı kapatmak için 2 milyar dolardan fazla değerde hisse satışı yapacağını duyurdu. İşte bu duyuru ile artık filmin sonu göründü. Bu satışı duyurmasıyla birlikte banka hisseleri yüzde 60’dan fazla değer kaybetti.
Bu durumu ‘Bankaya Hücum’ olarak adlandırabiliriz. Saygın ve büyük bir bankaya zarar verilmek istense, emin olun takip edilecek yöntem bu olurdu. Nihayetinde piyasada, bankadan paraların çekilmesi yönünde tavsiyelerde gelmeye başlayınca artık, bankanın işlemleri durduruldu.
Aslında bana göre çöküşü hızlandıran temel sebeplerden biride, tabanda bankanın sektörel ve bireysel bazda müşteri çeşitliliği olmamasıdır. SVB büyük bir banka olmasına karşın müşterileri ağırlıklı olarak son dönemde büyük zorluklar yasayan ve nakit ihtiyacı çok yüksek olan teknoloji sektörü şirketlerinden oluşuyordu. Bu noktadan bakınca da bunun bir domino etkisi yaratmayacağını düşünüyorum.
Türkiye’de ise bankacılık sektöründe çok farklı ve çok daha öncelikli sorunlarımız var, bu sorunlara başka bir zaman değinelim. Ancak sunu söyleyebilirim ki, Türk Bankacılık sektörü, en azından bu çöküşten etkilenmeyecektir.
Sağlıcakla Kalın…