Aleksitimi, kişinin duygularını tanıyamaması, adlandıramaması ve ifade edememesiyle tanımlanan bir psikolojik durumdur. Klinik Psikolog ve Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal, bu durumun toplumda sanılandan daha yaygın olduğunu ve uzun vadede bireyin psikolojik ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor.
Aleksitimik bireyler çoğu zaman günlük hayatlarını sürdürebilir; ancak empati kurmakta zorlanabilir, duygularla düşünceler arasında bağ kuramaz ve çevresindeki insanlarla derin ilişkiler kurmakta yetersiz kalabilir.
Aleksitimi belirtileri nelerdir?
Aleksitimisi olan bireylerde yaygın şekilde şu belirtiler görülür:
- Duygusal ifade eksikliği
- Duyguları tanıyamama veya karıştırma
- Çevresindeki bireylerin hislerine karşı duyarsızlık
- Kaygılı ve gergin ruh hali
- Sınırlı hayal gücü
- Somatik (bedensel) şikayetler: baş, kas veya mide ağrıları
- Agresif davranış eğilimi ve sosyal izolasyon
Aleksitiminin nedenleri neler olabilir?
Dr. Kazdal’a göre aleksitimi farklı faktörlerden kaynaklanabilir:
- Çocuklukta duygusal ihmal veya travma
- Sevgi ve ilgi eksikliği
- Duyguların bastırıldığı kültürel yapı
- Beyindeki hipotalamus bölgesinde yaşanan işlev bozuklukları
- Genetik yatkınlık
- Zayıf sosyal ilişkiler
Birey, bu tür travmalar sonucu duygularla bağ kurma becerisini geliştirememiş olabilir.
Tanı zor, etkileri derin
Aleksitimi, gelip geçici değil; kalıcı bir durum olarak değerlendirilir. Fark edilmediği takdirde yalnızlık, bağımlılık ve depresyon gibi ciddi sonuçlara neden olabilir. İleri düzeyde aleksitimi yaşayan bireylerde içsel boşluk duygusu, bazı durumlarda intihara kadar giden bir psikolojik çöküşe yol açabilir.
Ne yapmalı?
Aleksitimiyle mücadelede ilk adım farkındalık ve psikolojik destektir. Psikoterapi, bireyin kendi duygularını tanıması ve ifade edebilmesi açısından önemli bir rol oynar. Kazdal, “Duygularınızla tanışmak için geç değil” diyerek profesyonel destek almanın yaşam kalitesini artırabileceğini vurguluyor.





