Güzel Sanatlar Fakültesi Cam Bölümü'nden mezun olduktan sonra bir cam fabrikasında işe başlayan 36 yaşındaki Nermin Taş, işine olan tutkusunu korurken kurumsal ortamın kendisine uygun olmadığını fark etti ve kendi hayallerini gerçekleştirmeye karar verdi.
2018 yılında kız kardeşleri ve annesinin desteğiyle kendi şirketini kuran Taş, camdan yaptığı takılarla marka oluşturarak, sosyal medya, online alışveriş platformları ve büyük mağazalarda ürünlerini satmaya başladı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, Nermin Taş, tüm kadınlara ilham verecek bir örnek olmaya devam ediyor.
"Cama olan merakım hayatım boyunca peşimden geldi"
Camla ilk kez 6 yaşında bir bardağı kırıp elini kesmesiyle camın farklı yapısına olan ilgisini keşfeden Taş, "Cama olan merakım hayatım boyunca hiç eksilmedi. Bu nedenle Kocaeli Üniversitesi Cam Seramik Bölümü'nü tercih ettim. Okul yıllarında cam sanatçılarıyla tanışma fırsatı buldum ve cam sanatıyla daha derin bir ilişki kurmaya başladım. Üniversiteyi bitirdikten sonra bir cam fabrikasında ustabaşı olarak çalışmaya başladım. 8 yıl boyunca burada çalıştım ve bu süreçte cam sanatına olan ilgim giderek arttı." şeklinde konuştu.
İkinci fakülteyi tamamladıktan sonra, 2018 yılında yüzde 90 devlet desteğiyle kendi şirketini kurduğunu vurgulayan Taş, şunları ekledi:
"Gerçekten düzenli bir işim ve iyi bir gelirim vardı. Ancak, bu konfor alanından çıkıp hayalimin peşinden koşmak kolay olmadı. Babam emekli bir işçiydi ve bizi çok zorluklarla okuttu. Ailem manen hep yanımda oldu, ama maddi olarak pek fazla destekleyebilecek durumları yoktu. Bu beni biraz korkutuyordu, ancak ilk adımı attıktan sonra her şeyin ne kadar güzel ilerlediğini gördüm. Artık o korkuların gereksiz olduğunu anlıyorum. Hayal kurmanın ve bu hayallerin peşinden koşmanın ne kadar önemli olduğuna inanıyorum."Yoldan topladığı atık camla uluslararası ödül aldı
2019'da İspanya'da bir katedralin restorasyonu sırasında renkli camların inşaat atıkları arasında görmesiyle Taş'ın ilgisi hemen çekildi. Bu deneyimi anlatırken, "O renkli camları görür görmez, aklımda 'Bu camlardan nasıl mücevherler yapabilirim?' düşünceleri belirdi. Zorluklarla da olsa o atıklardaki camları edinmeyi başardım. Sonra bu camları mücevherlere dönüştürüp, uluslararası bir yarışmaya katıldım ve ödül kazandım." ifadelerini kullandı.
Bu ödülün kendisi için birçok fırsat kapısını açtığını ve eserlerinin artık müzelerde sergilendiğini belirten Taş, Osmanlı motiflerinden ilham alarak oluşturduğu koleksiyonun Topkapı Sarayı ve Ayasofya'daki müze mağazalarında satılmaya başlandığını da ekledi.
"Pandemide 10 yılın tasarımını yaptım"
Özgüveninin arttığı ve marka olma yolunda hızla ilerlediği bir dönemde, dünya genelinde ortaya çıkan Kovid-19 salgınıyla eve kapanmanın bir fırsat olduğunu belirten Taş, "O süreç boyunca tasarımlarıma devam ettim, önümüzdeki 10 yılın tasarımlarını hazırladım diyebilirim. Bu süreci bir nevi inziva ve meditasyon gibi yaşadım. Son derece verimli bir dönem oldu." şeklinde konuştu.
Cam bölümü öğrencilerine atölyesinde staj imkanı sağladığını ve iş kurma sürecinde destek verdiğini dile getiren Taş, son koleksiyonuyla ilgili şunları aktardı:
"Şu anda resifler ve deniz canlılarıyla ilgili bir koleksiyon üzerinde çalışıyorum. Bu koleksiyonla denizlerdeki kirliliğe ve iklim krizine dikkat çekmeyi hedefliyorum. İlk olarak resifleri araştırdım. Sonrasında her şeyi hayal gücüme bıraktım. Günde en az 4 saat çalışarak, 1200 derece sıcaklığındaki ateşin önünde camlara şekil veriyorum. Hayal ettiğim her şey, ateşin sıcaklığında eriyerek şekil almaya başlıyor. Kalpten gelen bir şeyi ellerimle biçimlendiriyorum. Ruhuma en uygun mesleği seçtiğimi düşünüyorum. Bu şansın farkındayım ve minnettarım."
"Bana hala pimapenci gözüyle bakan var"
Osmanlı ve Türk motiflerinden ilham alarak eserlerinde kültürel değerleri çağdaş sanatla birleştiren Taş, girişimci olmak isteyen ancak gerekli cesareti gösteremeyen kadınlara şu tavsiyelerde bulundu: "Hayal kurun, hayallerinize inanın ve peşinden kararlılıkla koşun, gerisi kendiliğinden gelir. İnanan Türk kadını her engeli aşabilir."
Cama hak ettiği değeri vermeyi amaçladığını belirten Taş, "Ancak günümüzde cam maalesef çok değersiz görülüyor. Hatta, 'Cam ustasıyım.' dediğimde bana hala pimapenci gözüyle bakıyorlar. Camın hak ettiği değeri göstermek için atık camları eritip şekil vererek mücevher yapıyorum. Ancak hayal gücümün ürünlerini gerçekleştirebilmek için ithal camları da kullanıyorum. Çünkü bu ithal camlar istediğiniz gibi şekillendirmenize olanak tanırken, atık camlar hemen kırıldığı için şekil vermek daha zor oluyor." şeklinde değerlendirmede bulundu.
Nermin Taş, cam ustalığının henüz yeterince bilinmediğini belirtse de, gelecekte cam sanatının hak ettiği değeri göreceğine inandığını da sözlerine ekledi.
ü
KAYNAK: AA