Doç. Dr. Mustafa Karaca, Genetik Hastalıklar  Merkezi'nde kanser hastalarının genetik profillerinin analiz edildiğini vurgulayarak, "Mutasyonlar belirlenerek, hedefe yönelik akıllı ilaçlarla tedavi uygulanıyor." şeklinde ifade etti.

Akdeniz Üniversitesi İç Hastalıkları Bilim Dalı'ndan, Tıbbi Onkolog olan Doç. Dr. Mustafa Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 1-7 Nisan'ın Ulusal Kanser Farkındalık Haftası olduğunu hatırlattı.

Kanser hastalığının Türkiye'de ve dünyada 2000'li yıllardan sonra en çok ölüme neden olan bir faktör haline geldiğine dikkat çeken Karaca, kanserin geçmişte olduğu gibi gelecekte de önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşılarına çıktığını ifade etti.

Dünyada 22 milyon kanser hastası olduğunun var sayıldığını, bu rakamın 2030'da 32,5 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini söyleyen Karaca, "Türkiye'de 581 bin kanser vakası var. Her yıl 233 bin kişiye kanser teşhisi konuluyor. Kadınlarda en fazla meme, tiroid ve kolon kanseri, erkeklerde ise akciğer, prostat ve kolon kanseri görülüyor." diye konuştu.

Karaca, kanser tedavisi açısından 2000 yılının bir dönüm noktası olduğunu belirterek, o yıldan sonra kanserli hücrelerin DNA'sının analiz edilmesinin mümkün hale geldiğini vurguladı.

Bazal metabolizma hızı kilo alıp vermede büyük rol oynuyor Bazal metabolizma hızı kilo alıp vermede büyük rol oynuyor
Genetik haritaya göre akıllı ilaçlar kanser tedavisinde yan etkileri en aza indiriyor

"Bu mutasyonlara yönelik akıllı, hedefe yönelik tedaviler geliştirildi"

O yıllarda klasik kemoterapi ilaçları kullanırken DNA'nın bilinmesiyle kansere neden olan mutasyonların tespit edildiğini aktaran Karaca, "Bu mutasyonlara yönelik akıllı, hedefe yönelik tedaviler geliştirildi. Bu akıllı, hedefe yönelik tedavilerle hem etkinliğimiz çok arttı hem de yan etkileri çok azaldı. Örneğin 4'üncü evre bir akciğer kanserinde klasik kemoterapi ilaçlarıyla 10-11 ay sağ kalım olurken, akıllı, hedefe yönelik tedavilerle 5 yıla kadar sağ kalım süresi elde etmeye başladık." bilgisini verdi.

Kanser tedavisinde ikinci en önemli gelişmenin immünoterapi olduğuna dikkat çeken Karaca, immünoterapinin temelde vücudun kendi bağışıklık sistemini harekete geçirerek kansere karşı mücadeleyi güçlendirmesi olduğunu belirtti.

Karaca, vücudun savunma sistemini daha da etkin hale getirerek, önceden kanseri yenemeyen bu sistemin kanser hücreleriyle başarılı sonuçlar elde edebildiğini ifade etti.

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi'nin kurulduğunu hatırlatan Karaca, açıklamalarını şu şekilde tamamladı:

"Bu merkez sayesinde kanser hastalarının genetik haritası çıkartılıyor. Bu haritaya göre kansere neden olan mutasyonlar tespit ediliyor. Mutasyonların tespit edilmesiyle de hedefe yönelik akıllı ilaçlarla tedavi yapılıyor. Kansere yönelik hem etkinlik çok artıyor hem de klasik kemoterapi ilaçlarında olduğu gibi bulantı, kusma, saç dökülmesi gibi yan etkiler çok az görülüyor. Daha az yan etkilerle karşılıyor. Genetik haritalama çok pahalı testler. Akdeniz Üniversitesi bu testlerin yapıldığı 3 devlet üniversitesi arasında yer alıyor." KAYNAK: AA
Muhabir: Bünyamin Doğan