Çocuk, anne ve babaya Allah’ın bir hediyesi ve emanetidir. Yüce Kitabımızda:
“ Allah size kendi cinsinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar türetti; sizi güzel ürünlerle rızıklandırdı. Onlar yine de bâtıla inanıp Allah’ın nimetine karşı nankörlük mü ediyorlar?” buyurularak evladın Allah’ın bize hediyesi ve emaneti olduğu hatırlatılmaktadır.
Çocuklarımıza vereceğimiz her türlü eğitimde ve özellikle din eğitiminde üzerinde durmamız gereken bazı hususlar vardır:
Çocuklarımıza güzel bir isim vermek,
Onlara sevgimizi göstermek ve aralarındaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmak,
Onların sağlıklı bir şekilde büyüdükleri sevgi dolu bir ortam sağlamak son derece önemlidir.
Allah Rasulünün hayatının her safhasında çocuklara derin bir sevgi ve şefkat beslemiş, onları ciddiye alıp seviyelerine inmiş ve problemlerini çözerek doğruya yönlendirmiştir.
“Kimin bir çocuğu varsa onunla çocuklaşsın.” (Deylemî, III, 513) buyuran Resûlullah bir keresinde torunu Hasan’ı öperken yanında oturan Akra bin Hâbis isimli şahıs onu görmüş ve:
– Siz çocukları öper misiniz? Benim on çocuğum var hiç birini öpmem, demişti. Efendimiz ise:
“– Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” karşılığını vermiştir.
Peygamberimiz “gözümün nûru” diye tavsif ettiği ve her fırsatta önemini vurguladığı namaz esnasında dahi çocuklara şefkat ve merhamet göstermiş, onların gönlünü hoş tutmaktan geri kalmamıştır. Allah Resûlü bir yatsı namazında torununu mescide getirmişti. Cemaate namaz kıldırırken secde esnasında torunu sırtına çıkmış, o da bu sebeple secdeyi uzatmıştı. sahâbe namazı bitirince Peygamberimiz’e:
– Secdeyi uzattınız ya Resûlallah! Bir şey oldu ya da vahiy geldi zannettik, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
“– Yok, böyle bir şey olmadı. Ancak oğlum sırtıma çıkmıştı. Gönlü hoş olsun diye acele davranmak istemedim.” buyurmuştur.
“– Yukarı çık” derdi. Çocuk ayaklarını Resûlullah’ın göğsüne koyuncaya kadar çıkardı. Sonra Resûl-i Ekrem, çocuğu öper ve:
“Allah’ım! Bunu sev, çünkü ben onu seviyorum.” buyururdu.
Çocukların sağlıklı bir gelişim göstermeleri için sevgi dolu bir ortamda büyütülmeleri önem arz etmektedir. Sevgi, çocukların güven duygusunu pekiştirir ve sosyal becerilerinin gelişimine katkıda bulunur. Eğitim sadece akademik bilgiden ibaret değildir. Ailede çocuğun eğitiminde sosyal ve duygusal yeteneklerin de geliştirilmesi önemlidir. Ailelerin çocuklarına yeterince zaman ayırmaları, onlarla etkin iletişim kurmaları ve eğlenceli öğrenme yöntemleri kullanmaları gerekmektedir.
İslam dini, çocuklara olan sevgi, merhamet ve eşit davranış konularında bize önemli dersler vermektedir. Çocukların sağlıklı bir sosyal ortamda eğitim alması için onlara sarılmak, öpmek ve onlarla vakit geçirmek, duygusal ihtiyaçlarını karşılanması, çocuklarımızla düzenli bir iletişim kurarak, onların düşüncelerini ve duygularını ifade etmelerine, soru ve sorunlarına yardımcı olmamız gerekmektedir.
Ayrıca, çocuklara karşı gösterilen sevgi ve şefkat, onların gelişiminde olumlu bir rol oynar. Sevgi dolu bir ortamda büyüyen çocuklar, kendine güvenli, sağlıklı bireyler olarak yetişirler. Bu nedenle, aile içindeki ilişkilerde saygı, sevgi ve adaletin ön planda tutulması, çocukların ruhsal gelişimlerini de destekler.
Sonuç olarak, sevgiyle beslenen bir eğitim anlayışı benimsemek, çocukların mutlu ve başarılı bireyler olmalarına zemin hazırlar.
Unutulmamalıdır ki, çocuklarımız bizim geleceğimizdir ve onlara karşı olan tutum ve davranışlarımız, sosyal hayatlarını doğrudan etkilemektedir.





