Kamu işçilerini yakından ilgilendiren zam pazarlığında ikinci teklif geldi. Hükümet, Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenler Sendikası (TÜHİS) aracılığıyla yürütülen görüşmeler kapsamında işçi tarafına ikinci zam teklifini sundu. Yeni teklif, TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağır tarafından yapılan açıklamayla kamuoyuna duyuruldu.
YENİ TEKLİF YİNE HAYAL KIRIKLIĞI
Hükümetin ilk teklifinde 2025 yılı için ilk altı ay yüzde 16, ikinci altı ay yüzde 8, 2026 yılı için ise yüzde 7 ve yüzde 5 oranında artış öngörülmüştü. Yeni sunulan teklifte ise 2025’in ilk altı ayı için yüzde 17, ikinci altı ayı için yüzde 10 oranında zam önerildi. 2026 yılı için bu oranlar sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 5 olarak belirlendi.
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağır, verilen ikinci teklifi değerlendirdi. Ağır, “Vermiş oldukları teklifin anlamı yok. İlk teklifte hayal kırıklığına uğradık. Bu teklif ise beklentilerimizi karşılamıyor. Kamuoyuna bilgi vermek için açıklıyorum: birinci 6 ay için yüzde 17, ikinci 6 ay için yüzde 10 zam önerilmiş” dedi.
İŞÇİ KESİMİNİN TALEPLERİ KARŞILANMADI
TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’in ortak hazırladığı taslağa göre işçilerin günlük en düşük ücretinin 1.800 liraya çıkarılması talep ediliyor. Ayrıca 2025’in ilk altı ayında yüzde 50, ikinci altı ayında yüzde 25 oranında zam yapılması ve yüzde 10 oranında refah payı verilmesi isteniyor. Kıdem zammı da talepler arasında bulunuyor.
Yeni zam teklifinin, karayolları, demiryolları, elektrik üretim santralleri, bakanlıklar, üniversiteler ve hastanelerde çalışan kamu işçilerini kapsayacağı bildirildi. Toplamda 600 binden fazla kamu işçisini doğrudan ilgilendiren bu süreç, milyonlarca aile için de ekonomik anlamda büyük önem taşıyor.
ZAM PAZARLIĞI SÜRECEK
Hükümetin sunduğu ikinci teklifin ardından gözler şimdi işçi sendikalarının atacağı adıma çevrildi. TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ'in, işçi kesiminin beklentilerini karşılayacak yeni bir düzenleme için süreci devam ettirmesi bekleniyor. Kamu Çerçeve Protokolü kapsamında yapılan bu toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, yılın en kritik ekonomik başlıklarından biri olmaya devam ediyor.





