Tanzanya'nın Serengeti bölgesinde, modern dünyadan izole bir şekilde yaşayan Hadzabe Kabilesi, geleneksel avcı-toplayıcı yaşamlarıyla insanlık tarihine adeta bir yolculuk sunuyor. Hadzabe Kabilesi'nin yaşamına tanıklık edenler, geçmişin izlerini taşıyan bu topluluğun doğal uyumunu gözlemliyor.
Tanzanya'nın Serengeti bölgesinde yaşayan Hadzabe Kabilesi, binlerce yıldır süregelen avcı-toplayıcı yaşam biçimini sürdüren son topluluklardan biri olarak dikkat çekiyor. Kabile üyeleri, avlanma süreçlerine katılan turistler için, adeta insanlık tarihine bir yolculuk yapma fırsatı sunuyor.
AVCI-TOPLAYICI YAŞAM
Hadzabe kabilesi, barınma için ağaç dalları ve çalılar kullanarak yuvarlak kulübeler inşa ediyor. Yağmurlu mevsimlerde ise mağaraları barınak olarak kullanıyorlar. Avlanmak için kullanılan yay ve oklar tamamen el yapımı olup, hayvanların tendonları yay kirişlerinde, okların uçları ise taştan yapılıyor. Erkekler, genellikle genç yaşlarda avcılık eğitimi alarak fare, kuş, tavşan gibi küçük hayvanları avlayabiliyor. Daha büyük avlar için grup halinde hareket eden Hadzabe kabilesi, köpekleri avın bulunmasında yardımcı olarak kullanıyor.
GELENEKSEL YAŞAMLA,MODERN DÜNYAYA KARŞI DİRENİŞ
Hadzabe Kabilesi'nin yaşamı, Avrupa ile 19. yüzyılda temas kurmuş olsa da, modern hayata geçişin ve tarıma yönelmenin önüne geçilmiş, kabile kendi geleneksel yaşamını sürdürme kararlılığını göstermiştir. Kabile, hiyerarşinin olmadığı, yaşlılara saygı gösterilen, başarılı avcılara ise fikirlerine değer verilen bir toplum yapısına sahiptir.
Hadzabe Kabilesi, doğayla bütünleşmiş, avcı-toplayıcı bir yaşam sürüyor ve bu yaşam biçimi, insanlığın geçmişine dair birçok unsuru barındırıyor. Kabile dışından kişilerin, Hadzabe halkıyla tanışması, onlar için adeta "insanlık tarihine yolculuk" anlamına geliyor.
