Aydın Delice yarımadasında bu yıl açılan Anda Barut Collection otelinde düzenlenen "Kadın Şeflerle Lezzet Buluşması" programında, deneyimli şef Çiğdem Alagök, iklim değişikliği ve denizlerin ısınmasının balıkların yağ ve tuz oranlarını nasıl değiştireceğine dair önemli uyarılarda bulundu. Alagök, konuklara özel balık menüsü ile birlikte Türk mutfağının zenginliklerini tanıttı.
"BUĞULAMA GİBİ SAĞLIKLI TEKNİKLERİNE YÖNELMELİYİZ"
Çiğdem Alagök, 20 yıllık gastronomi kariyerinde, özellikle deniz ürünlerinin geleceği hakkında endişelerini dile getirdi. İklim değişikliğinin balık göç yollarını ve türlerin fiziksel özelliklerini değiştirdiğini belirten Alagök, “Denizlerin ısınması nedeniyle balıkların yağ ve tuz oranları değişecek. Bu da pişirme tekniklerini etkileyecek” dedi.
Alagök, Türkiye'de özellikle evlerde balığın yeterince kullanılmadığını, bunun Osmanlı döneminde daha fazla yer bulduğunu ifade etti. “Günümüzde 'balık pişirelim' diyen ailelerin sayısı azaldı. Buğulama gibi sağlıklı pişirme tekniklerine yönelmeliyiz” diye ekledi.

"AVLANMA YÖNTEMLERİ KONTROL EDİLMELİ"
Alagök, Türk mutfağında balığın değerinin artırılması gerektiğine dikkat çekerek, “10 sene sonra belki balık bulamayacağız. Kırmızı benekli alabalığa ulaşmakta zorluk çekiyoruz. Ürünlerin yeterince tanıtılmaması, üretimin azalmasına neden oluyor” dedi.
Denizlerde sürdürülebilir avlanma uygulamalarının önemine değinen Alagök, balıkçılara destek verilmesi gerektiğini vurguladı. “Balıkçılar için daha sıkı kurallar getirilmeli ve avlanma yöntemleri kontrol edilmelidir” şeklinde konuştu.
COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNLER KORUNMALI
Alagök, Türk mutfağının uluslararası alanda daha fazla tanıtılması gerektiğini ifade etti. Yöresel yemeklerin ve ürünlerin tanıtımının önemine değinen Alagök, “Türk mutfağı çok geniş; çay bile başlı başına bir başlık. Bölgesel ürünlerin tanıtımıyla gastronomi daha fazla gelişebilir” dedi.
Aynı zamanda, Türkiye'de ürün kalitesinin düşmesine de dikkat çeken Alagök, sağlıklı ürünlerin üretilmesi gerektiğini savundu. “Tarım ve hayvancılıkta kaliteli ürünler yetiştirilirse, gastronomi de bu ürünlere sahip çıkmalıdır” diyerek, özellikle coğrafi işaretli ürünlerin korunması ve geliştirilmesinin önemini vurguladı.
Çiğdem Alagök'ün uyarıları, iklim değişikliğinin mutfak kültürü ve beslenme alışkanlıkları üzerindeki etkilerini gözler önüne sererken, Türk mutfağının zenginliklerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için gerekli adımların atılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
