İstanbul, teknoloji ve siber güvenlik alanında önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. MÜSİAD tarafından düzenlenen "Siber Güç Türkiye 2024" zirvesi, ülkemizin dijital savunma stratejilerini, yerli çözümleri ve geleceğe yönelik siber güvenlik planlarını tartışmaya açtı. Etkinlik, katılımcılara dijital dünyanın güvenliğine dair önemli bilgiler sunarken, yerli üreticilerin karşılaştığı zorluklara ve potansiyellere de ışık tuttu.
Dijital Güvenlikte Yerli Çözümler ve Zorluklar
Zirvenin öne çıkan oturumlarından biri, "Siber Güvenlik: Dijital Dünyanın Savunma Hattı" paneliydi. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) Siber Güvenlik ve Bilişim Sistemleri Daire Başkanı Ahmet Bahadır Bülbül, yerli siber güvenlik ürünlerinin pazarda karşılaştığı zorluklara dikkat çekti. Yerli ürünlerin güvenlik, tanıtım ve markalaşma gibi alanlarda hala engellerle karşılaştığını belirten Bülbül, bununla birlikte SSB olarak yerli çözümleri desteklediklerini ve kurumların bu ürünleri tercih etmelerini teşvik ettiklerini vurguladı.
Bülbül, özellikle yerli ürünlerin kullanımındaki mühendislik zorluklarına da değindi. Yerli çözümler alınırken, ürünlerin öncelikle anlaşılması ve eksikliklerinin giderilmesi gerektiğine işaret eden Bülbül, bu sürecin ciddi bir mühendislik çabası gerektirdiğini ifade etti. Ancak, doğru referanslarla bu ürünlerin başarıyla uygulanabileceğini ve sektörde yaygınlaşabileceğini belirtti.
Yerlileşme Hedefi ve Siber Güvenlik Stratejileri
Zirvenin bir diğer dikkat çeken konuşması ise Turkcell Siber Güvenlik Direktörü Dr. Emin İslam Tatlı'dan geldi. Tatlı, siber güvenliğin karmaşık bir yapı olduğunu vurgulayarak, her kurumun güvenliğini sağlamak için baştan itibaren doğru siber güvenlik önlemleri alması gerektiğini belirtti. Turkcell olarak yerlileşmeyi ana hedef olarak belirlediklerini belirten Tatlı, siber güvenlik alanında sağladıkları yerlilik oranının yüzde 52’ye çıktığını ifade etti. Bu oranı daha da artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Dr. Tatlı, ayrıca yapay zekanın siber güvenlikteki rolüne değinerek, bu teknolojinin saldırganlar tarafından da kullanılması nedeniyle tehditleri artırdığını belirtti. Yapay zekanın, siber güvenlik uygulamalarındaki imkanları genişletirken aynı zamanda saldırganların da benzer şekilde güçlendiğine dikkat çekti.
Yapay Zeka ve Siber Tehditler
Zirvede, yapay zekanın siber güvenlik üzerindeki etkileri de geniş bir şekilde ele alındı. TÜBİTAK BİLGEM Siber Güvenlik Enstitüsü Müdürü Dr. İsmail Güneş, yapay zekanın özellikle siber saldırılar karşısındaki tehlikelerini dile getirdi. Yapay zekanın, oltalama saldırıları gibi yöntemleri daha etkili hale getirdiğini, bunun yanı sıra şifrelerin hızla kırılabilmesi gibi tehditlerin arttığını belirtti.
Güneş, siber güvenlik alanında yapay zekayı kullanmanın faydalı olabileceğini ancak aynı zamanda bu teknolojinin dikkatli bir şekilde kullanılması gerektiğini de vurguladı. Yapay zekanın "her işte birden başarılı olan ama tecrübesiz bir çalışan gibi" kullanılması gerektiğini ifade ederek, kritik işlemler için mutlaka insan faktörünün devreye girmesi gerektiğine dikkat çekti.
Lokal Yapay Zeka Çözümleri ve Gelecek Perspektifi
Imperum Kurucusu Senad Aruc, üretken yapay zekaların siber güvenlikte fazla abartıldığını belirtti. ChatGPT gibi üretken yapay zekaların geniş veri ağlarına odaklandığını, ancak bu tür sistemlerin siber güvenlikte yeterli olmadığını ifade etti. Aruc, siber güvenlikte daha etkili sonuçlar elde etmek için lokal yapay zekaların kullanılmasının daha verimli olduğunu belirtti. Lokal yapay zekaların sadece gerekli veriye odaklandığı için daha doğru sonuçlar verdiğini söyledi.
Aruc'un görüşlerine katılan Picus Security Kurucu Ortağı Dr. Süleyman Özarslan, Türkiye'den çıkan siber güvenlik çözümlerinin global pazarda büyük bir potansiyel taşıdığını belirterek, yerli ürünlerin yurtdışına açılma yolunda daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.