Glokom, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabilen bir göz hastalığıdır. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Giray Ersöz, glokomun göz içi basıncının artması sonucu optik sinire zarar vererek görme kaybına yol açtığını belirtti. Bu hastalık, genellikle başlangıçta belirti vermez, bu da tedavisinin erken aşamada yapılmasını zorlaştırır. Ancak tedavi edilmezse, hastalık kalıcı görme kaybına veya körlüğe neden olabilir.
TEŞHİSİ OLDUKÇA ZOR
Glokom halk arasında "göz tansiyonu" olarak bilinir ve genellikle 40 yaş üstü bireylerde daha sık görülür. Bu hastalık, göz içi basıncının artması sonucu görme sinirine zarar verir. Erken evrelerde, çoğu kişi glokomu fark etmez çünkü herhangi bir belirti vermeyebilir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ise, çevresel görme alanlarında daralma, gece görüşü sorunları gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Ancak çoğu hasta bu belirtileri görme kaybı yaşanmadan önce fark etmez. Glokom, sinsi bir şekilde ilerlediği için, düzenli göz muayeneleri oldukça önemlidir.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR
Doç. Dr. Giray Ersöz, glokomanın erken evrede tespit edilmesi durumunda tedavi edilebileceğini belirtti. Glokom tedavisinde göz içi basıncını düşüren göz damlaları, lazer tedavisi ve cerrahi müdahaleler kullanılmaktadır. Ancak tedavi yalnızca hastalık erken evrede tespit edildiğinde etkili olur. Erken teşhis, kalıcı görme kaybını engelleyebilmek için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle göz muayenelerinin düzenli olarak yapılması gerektiğini vurgulayan Ersöz, "Erken teşhis ve tedavi, görme kaybını önlemede kritik rol oynar," dedi.
KİMLER GLOKOM RİSKİ ALTINDADIR?
40 yaş üstü bireyler, ailede glokom öyküsü bulunanlar, yüksek göz tansiyonu, şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi sağlık sorunları yaşayan kişilerin glokom riski daha fazladır. Bu nedenle, özellikle 40 yaş ve üzerindeki kişilerin yıllık göz muayenelerini düzenli olarak yaptırmaları önemlidir. Erken dönemde yapılan göz muayeneleri, glokomanın erken evrede tespit edilmesini sağlar ve tedavi sürecini başlatabilir.
