Telefon ve bilgisayarın uzun süreli kullanımı ile ilgili uyaran Kütahya Anadolu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Reşat Uyar, boyun zinciri düzleminin bozulmasıyla boyun fıtığına yol açabildiğini söyledi.
Son yıllarda telefon, bilgisayar bağımlılığının artması, iş gereği ekrana fazla bakmak ciddi rahatsızlıklara davetiye çıkarıyor.
Bağımlılık veya iş gereği fazla ekran önce ağrılara neden olurken, ilerleyen süreçte ise boyun fıtığına neden oluyor.
Kütahya Anadolu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Reşat Uyar, konuyla ilgili Ekspres Haber’e özel açıklamalarda bulundu.
Ekran bağımlılığının yaygınlaşmasıyla baş ve boyun pozisyonlarına bağlı boyun ağrılarının arttığını vurgulayan Uyar,
“Özellikle uzun süre başı eğerek yapılan kullanımlarda zaman içerisinde boyun kaslarında, omuz kaslarında ağrı kollarda, ellerde uyuşma sorunları daha çok yaygınlaştı.” diye konuştu.
“BOYUN ZİNCİR DÜZLEMİ BOZULABİLİYOR”
Ağrıların devam etmesi ve ilerleyen süreçte daha ciddi rahatsızlıkların ortaya çıkabildiğini bildiren Uyar, başın çok öne eğilmesiyle boyun zincir kemiğinin düzleminin bozulduğunu söyledi.
Bu bozulmadan dolayı zamanla ileri düzeyde boyun fıtığı ihtimalinin oluşabildiğini aktaran Uyar şunları kaydetti:
“Bunun için vatandaşlarımızdan gerektiği kadar bilgisayar ve cep telefonlarını kullanmalarını, gerekli olmadığı şekilde kullanımlarını uzatmamalarını tavsiye ediyoruz.”
“KULLANIRKEN BAZI KURALLARA DİKKAT EDİLMELİ”
Uzun süre telefon veya bilgisayar kullananlara tavsiyelerde bulunan Uyar, özellikle bilgisayar ekranının göz hizasına yükseltilmesi gerektiğini dile getirdi.
Boynun uzun süre öne doğru eğilmemesinin önemli olduğunu belirten Uyar, şöyle devam etti:
“Eğer boyun ağrılarımız buna rağmen arttıysa, omuzlarda, kollarda ağrı ve uyuşmalar meydana gelmeye başladıysa bununla ilgili olarak birincisi bu tür pozisyondan vazgeçmemiz lazım. Postür çok önemli. İkincisi bazı fizik tedavi yöntemleriyle tedavi edilebilir.”
TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Bu durumlarda uygulanabilecek tedavi yöntemlerini aktaran Uyur, “Bu bölgelere proloterapi dediğimiz enjeksiyon tedavisi bazen ozon tedavisiyle tedavi etme şansımız var. Daha ileri vakalarda ise ameliyata kadar gitme ihtimali var. Çözümleri var ama en iyi çözüm bu hastalığı oluşturmamak.” ifadelerini kullandı.
