KAYNAKLAR TÜKENİYOR, GELECEK TEHLİKE ALTINDA
Dünya Limit Aşım Günü, bu yıl 24 Temmuz olarak açıklandı. Bu tarih, insanlığın 2025 yılına ait doğal kaynakları yalnızca 7 ayda tükettiğini gösteriyor. Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network – GFN) tarafından her yıl açıklanan bu kritik gün, doğanın o yıl sağlayabileceği kaynakların tüketildiği tarihi temsil ediyor. Her geçen yıl biraz daha erkene çekilen bu gün, ekolojik dengenin bozulduğunun somut bir göstergesi.
Uzmanlara göre, bu gidişat sürdürülebilir değil. Ekosistemin yenilenme kapasitesinin aşılması, gıda güvenliğinden enerji krizine, iklim değişikliğinden çevre sağlığına kadar birçok alanda ciddi tehditler yaratıyor.
“TÜKETİM HIZI AZALMAZSA 100 YIL İÇİNDE KAYNAKLAR BİTER”
Üsküdar Üniversitesi’nden Çevre Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Adiller, doğal kaynakların sonsuz olmadığını ve yenilenme hızlarının üzerinde bir tüketimin yaşandığını vurguladı. Adiller, “Bu yılki Limit Aşım Günü geçen yıla göre 8 gün daha erken geldi. 1970’lerde bu tarih aralık ayındaydı. Pandemi dışında bu tarih hep erkene çekildi. Mevcut hızla gidersek kaynakları 100 yıldan az bir sürede tüketiriz,” dedi.
Türkiye’nin Limit Aşım Günü ise bu yıl 18 Haziran olarak belirlendi. Geçen yıla göre küçük bir iyileşme olsa da Türkiye hâlâ dünya ortalamasının gerisinde yer alıyor. ABD gibi ülkeler ise kaynaklarını mart ayında tüketmiş durumda.

BİREYSEL ADIMLAR, KÜRESEL FARK YARATABİLİR
Adiller’e göre, yalnızca hükümet politikaları değil, bireysel tercihler de kaynak kullanımında belirleyici. “Özel araç yerine toplu taşıma, uçak yerine tren, gıda israfından kaçınma gibi basit tercihlerle kaynak tüketimini azaltmak mümkün,” diyen Adiller, küçük adımların büyük etkiler yaratabileceğini söyledi.
Çevre okuryazarlığının artırılması, bireylerin bilinçli tüketiciye dönüşmesi ve atık yönetimi gibi alanlarda farkındalık çalışmalarının da kritik olduğunu belirtti.
WWF: “DOĞAYLA UYUM ARTIK ZORUNLULUK”
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula ise “İnsanlık, 2025 yılına ait kaynakları 7 ayda tüketti. Artık doğadan borç alarak yaşıyoruz,” sözleriyle durumu özetledi. Türkiye’nin dünya ortalamasından erken limit aşımı yaşaması, tüketim alışkanlıklarının sürdürülebilir olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
Kula, özellikle enerji, ulaşım, sanayi ve tarım sektörlerinde yapısal dönüşüm gerektiğini vurguladı. Ayrıca, bireysel davranışların da bu dönüşümü desteklemesi gerektiğine dikkat çekti.
FOSİL YAKITLARIN AZALTIMI 3 AY KAZANDIRABİLİR
GFN’nin verilerine göre, sadece fosil yakıtlardan kaynaklı karbon salımının %50 oranında azaltılması, Dünya Limit Aşım Günü’nü yaklaşık 3 ay ileri taşıyabilir. Kula, Uluslararası Adalet Divanı'nın devletleri karbon salımını azaltma konusunda yükümlü kıldığını da hatırlattı.
Karar alma süreçlerine halkın, yerel yönetimlerin ve sivil toplumun katılımı olmadan bu dönüşümün mümkün olmayacağını vurgulayan uzmanlar, katılımcı bir çevre politikası çağrısında bulunuyor.




