Birleşmiş Milletler’in 66/127 sayılı kararıyla ilan edilen 15 Haziran Dünya Yaşlı İstismarı Farkındalık Günü kapsamında, yaşlı bireylere yönelik kötü muamelenin artışına dikkat çekiliyor. Dünya genelinde 60 yaş ve üzerindeki bireylerin yaklaşık yüzde 15,7’si fiziksel, psikolojik, ekonomik veya cinsel istismara maruz kalıyor.
Yaşlı istismarı, yalnızca fiziksel zarar vermekle sınırlı kalmayıp, bireyin mal varlığının izinsiz kullanımı, haklarının gasp edilmesi ve ihmal edilmesi gibi çeşitli şekillerde kendini gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu durumun özellikle huzurevleri ve uzun süreli bakım tesislerinde daha yaygın olduğunu belirtiyor. Kurumsal ortamlarda görev yapan personelin üçte ikisinin istismara karıştığı rapor ediliyor.
2050'DE 320 MİLYON YAŞLI MAĞDUR OLABİLİR
Küresel yaşlı nüfusun 2030'da 1,4 milyar, 2050'de ise 2 milyar kişiye ulaşması bekleniyor. Yaşlılara yönelik istismar oranı sabit kalsa bile, bu artış mağdur sayısının 320 milyona çıkabileceğini gösteriyor.
Kovid-19 salgını döneminde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve bakım hizmetlerinde yaşanan personel eksikliği, yaşlı bireylerin daha fazla ihmal ve istismara uğramasına neden oldu. ABD'de yapılan bir araştırma, bu dönemde yaşlı istismarı oranlarının yüzde 84'e kadar çıkmış olabileceğini ortaya koyuyor.
İSTİSMARIN SONUÇLARI HAYATİ TEHLİKEYE SEBEP OLUYOR
Yaşlı istismarı yalnızca fiziksel değil; aynı zamanda ruhsal, sosyal ve ekonomik etkileri olan ciddi bir sorundur. Fiziksel yaralanmalar, depresyon, bilişsel gerileme, ekonomik sıkıntılar ve hatta ölüm gibi sonuçlar doğurabiliyor. Ayrıca, yaşlı bireyler bu tür travmatik olaylardan genç bireylere kıyasla daha zor ve geç iyileşiyor.
İstismara uğrama riskini artıran bireysel faktörler arasında işlevsel bağımlılık, engellilik, kötü sağlık durumu, bilişsel bozukluklar ve düşük gelir yer alıyor. Öte yandan, istismarcıların ruhsal hastalıklar, bağımlılıklar ve mağdura ekonomik bağımlılık gibi risk faktörleri taşıdığı biliniyor.
Toplumsal düzeyde yaşlılara yönelik ayrımcılığı normalleştiren kültürel normlar, istismarın yayılmasına katkıda bulunuyor. Buna karşılık güçlü sosyal destek sistemleri ve birlikte yaşama kültürü, yaşlı bireyleri koruyucu etki sağlıyor.
İstismarın önlenmesi için yardım hatları, acil barınma imkanları, bakıcılara yönelik destek programları ve para yönetimi gibi önleyici hizmetler büyük önem taşıyor. Ancak bu alandaki etkili mücadele, çok disiplinli ve koordineli çalışmalarla mümkün oluyor.




