Bilimsel araştırmalar, insanlık ve doğa hakkında derinlemesine bilgiler sunmaya devam ediyor. 2025 yılının mayıs ayında, uzay biyolojisinden yapay zekâ uygulamalarına kadar birçok çarpıcı keşif ve gelişme gündeme geldi.
KAPUÇİN MAYMUNLARINDAN ŞAŞIRTICI DAVRANIŞ
Almanya’daki Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü tarafından Panama’nın Jicaron Adası’nda yürütülen bir araştırmada, kapuçin maymunlarının yalnızca alet kullanma becerileri değil, aynı zamanda başka bir türün yavrularını kaçırmaları gözlemlendi. Araştırmacılar, bu davranışın nedeni üzerine çeşitli teoriler üretirken, ebeveynlik içgüdüsünün etkili olabileceğini düşünüyor.
UZAY İSTASYONUNDA YENİ MİKROP TÜRÜ TESPİT EDİLDİ
Çin’in Tiangong Uzay İstasyonu’nda görev yapan Şıncou-15 ekibi tarafından alınan yüzey örnekleri incelendiğinde, daha önce Dünya’da rastlanmamış bir mikrop türü keşfedildi. "Niallia" cinsine ait bu mikrobun, Dünya’daki benzerlerinden farklılaştığı ve uzay ortamında evrimleştiği belirlendi. Bilim insanları bu varyantın istasyon ortamına özgü özellikler geliştirdiğini düşünüyor.
YÜZ ANALİZİNDEN BİYOLOJİK YAŞ TESPİTİ MÜMKÜN OLDU
FaceAge adlı yapay zekâ destekli yazılım, insanların yüz görüntülerinden biyolojik yaşlarını tahmin edebiliyor. Yapılan bir çalışmada, sağlıklı bireylerin yüz yaşı ile gerçek yaşları birbirine yakınken, kanser hastalarının biyolojik yaşlarının ortalama 5 yıl daha büyük göründüğü belirlendi. Bu teknoloji, sağlık durumlarının izlenmesinde yeni bir yöntem olarak öne çıkıyor.
D VİTAMİNİ YAŞLANMAYI YAVAŞLATABİLİR
1054 kişi üzerinde yapılan bir araştırmada, D vitamini ve Omega-3 takviyesi verilen bireylerin telomer uzunlukları incelendi. Telomerler, yaşlanma sürecinde önemli bir rol oynayan genetik yapılardır. D vitamini takviyesi alan bireylerde telomer kısalmasının yavaşladığı, bu sayede hücresel yaşlanmanın yaklaşık üç yıl geciktirilebildiği görüldü. Öte yandan, Omega-3 yağ asitlerinin telomer uzunluğu üzerinde belirgin bir etkisi gözlemlenmedi.
YAPAY ZEKA, TARTIŞMALARDA İNSANLARI GERİDE BIRAKIYOR
İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsünde yapılan bir deneyde, 300 kişi yapay zekâ ile, diğer 300 kişi ise insan rakipleriyle çeşitli konularda tartışmaya girdi. Katılımcıların görüşlerinde tartışma sonrası yaşanan değişimler ölçüldü. Sonuçlara göre yapay zekâ, karşısındaki kişinin kişisel bilgilerine erişebildiğinde yüzde 64 oranında daha ikna edici olmayı başardı. Ancak bu bilgilere erişimi olmadığında insanlarla eşit düzeyde performans gösterdi.




