Endonezya'nın en popüler adası Bali, yıllarca huzur arayan gezginlerin, yoga tutkunlarının ve doğa severlerin gözdesiydi. Ancak günümüzde “Tanrılar Adası”, sosyal medyanın etkisiyle büyük bir dönüşüm geçiriyor. TikTok ve Instagram gibi platformlarda görünürlük kazanmak isteyen turistler, Bali’nin kutsal alanlarını ve doğal güzelliklerini sahne olarak kullanıyor.

Bu durum yalnızca görsel bir değişim yaratmıyor, aynı zamanda Bali’nin kültürel yapısını, yaşam tarzını ve yerel halkın değerlerini de derinden etkiliyor. 2024 yılında 6 milyondan fazla turistin ziyaret ettiği Bali, artık sosyal medya odaklı içerik üretiminin merkezlerinden biri haline geldi.

Instagram’a uygun pozlar, kutsal mekanlara zarar veriyor

Bali halkının büyük kısmı Hindu inancına sahip ve Ada’daki tapınaklar, dağlar, şelaleler kutsal kabul ediliyor. Ancak son yıllarda bu alanlar sosyal medya kullanıcıları için birer “Instagram fonuna” dönüşmüş durumda. Tapınaklarda uygunsuz pozlar verilmesi, çıplak fotoğraflar paylaşılması gibi olaylar yerel halkın tepkisini çekiyor.

2023 yılında yalnızca bu tür uygunsuz davranışlar nedeniyle 136 yabancı turist sınır dışı edildi. Agung Dağı’nda çıplak poz veren bir Rus turist ile kutsal dağda dans eden bir Kanadalı turist, sosyal medya içerikleri nedeniyle Bali’den gönderildi.

Yerel yönetimler, tapınak girişlerine “selfie çubuğu yasak” ve “saygılı davranın” uyarıları yerleştiriyor. Dron kullanımına kısıtlamalar getirilirken, bazı bölgelerde ziyaretçilere geleneklere uygun davranma zorunluluğu getirildi.

Elektronik kelepçeyi kıran eski başkan hücreye alındı
Elektronik kelepçeyi kıran eski başkan hücreye alındı
İçeriği Görüntüle

Pirinç tarlaları ve inziva kampları ınstagram platosuna döndü

Ubud bölgesindeki meşhur pirinç tarlaları, artık tarımdan çok fotoğrafçılıkla anılıyor. 10-15 dolara kıyafet kiralayan turistler, salıncaklarda poz veriyor. Tapınaklarda "ayna efektiyle" poz sırasına giriliyor, ruhani inziva merkezleri ise sessizlikten çok sosyal medya etkileşimi sunuyor.

Bali’de bir zamanlar içsel keşif için kurulan yoga merkezleri ve meditasyon alanları, günümüzde sosyal medya kampına dönüşmüş durumda. Bu dönüşüm, kültürel erozyon tartışmalarını da beraberinde getiriyor.

Yapılaşma ve kırsal yaşam arasında denge arayışı

Bali’de lüks tatil köyleri ile geleneksel tarım arazileri iç içe geçmiş durumda. Özellikle Ubud ve güney kıyı bölgelerinde tarım arazilerinin otel ve villa yatırımlarına açılması halk arasında tepkiyle karşılanıyor.

Hükümet, 2024 sonunda pirinç tarlalarının bulunduğu bölgelerde yeni yapılaşmayı yasaklayan bir düzenleme getirdi. Amaç; doğal dokuyu, kırsal yaşamı ve Bali’nin özgün karakterini korumak.

Sosyal medya içerikleri, turistlerin seyahat tercihlerini ciddi şekilde yönlendiriyor. Hangi otelin tercih edileceği, hangi mekanda yemek yenileceği ya da hangi şelalede poz verileceği, büyük ölçüde TikTok ve Instagram trendlerine göre belirleniyor.

Bali örneği, küresel ölçekte “sosyal medya turizmi”nin geldiği noktayı da gözler önüne seriyor. Bireysel deneyimin yerini, tekrar eden pozlarla dolu dijital içerikler alıyor. Yerel halk, bu yeni turizm anlayışıyla kültürel değerlerini korumaya çalışırken, ada ise kimliğini sosyal medya estetiğine karşı savunuyor.

Kaynak: AA