Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, felç riskinin yalnızca yaşam tarzı ve kronik hastalıklarla değil, genetik özelliklerle de yakından bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor. Maryland Üniversitesi tarafından yürütülen geniş çaplı bir araştırmada, özellikle A kan grubuna sahip bireylerin felç geçirme olasılığının daha fazla olduğu belirlendi.
17 binden fazla felç geçirmiş hasta ile 600 bin sağlıklı birey üzerinde yapılan incelemeye göre, A kan grubuna sahip kişilerde 60 yaşından önce felç geçirme riski %16 daha fazla. Aynı araştırmada, 0 kan grubuna sahip bireylerin ise felç riskinin %12 oranında daha düşük olduğu görüldü.
Uzmanlar, A kan grubunun bu dezavantajlı konumunun henüz net olarak açıklanamadığını ancak kan pıhtılaşmasına neden olan bazı biyolojik faktörlerin bu durumla ilişkili olabileceğini belirtiyor. Araştırmayı yürüten vasküler nörolog Steven Kittner, özellikle damar içi pıhtılaşma eğiliminin bu kan grubundaki bireylerde daha yüksek olabileceğine dikkat çekti.
Felcin erken belirtileri neler?
Felç, beyin damarlarının tıkanması veya patlaması sonucu gelişen ciddi bir sağlık sorunu. Erken belirtiler arasında Vücudun bir tarafında ani güç kaybı veya uyuşma Konuşma bozukluğu Yüzde asimetri veya sarkma Görme problemleri Denge kaybı ve baş dönmesi yer alıyor. Bu belirtilerin görülmesi durumunda derhal sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor.
Genetik yatkınlık tek başına belirleyici değil
Araştırmacılar, kan grubunun felç açısından bir risk faktörü olsa da tek başına belirleyici olmadığını vurguluyor. Hipertansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği, obezite, sigara ve alkol kullanımı gibi çevresel ve yaşam tarzına bağlı faktörler felç riskini önemli ölçüde artırıyor.
A kan grubuna özel önlem çağrısı
Uzmanlar, özellikle A kan grubuna sahip bireylerin felç riskine karşı daha bilinçli olması gerektiğini söylüyor. Düzenli sağlık kontrolleri, tansiyon takibi, dengeli beslenme ve sigaradan uzak durma gibi önleyici adımlar, riski azaltmak açısından kritik önem taşıyor.
Bu çalışma, genetik faktörlerin halk sağlığı planlamalarında dikkate alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Felce karşı mücadelede bireysel farkındalığın artırılması, toplumsal sağlık için atılacak önemli adımlardan biri olarak görülüyor.
