Teknolojinin amiral gemisi haline gelen yapay zeka (AI), yalnızca yazılım ve donanım alanında değil, küresel enerji sistemleri üzerinde de baskı oluşturmaya başladı. Joule dergisinde yayımlanan yeni bir analiz, yapay zeka uygulamalarının dünya genelinde hızla artan enerji tüketimiyle çevresel ve ekonomik dengeleri tehdit ettiğini ortaya koyuyor.

VERİ MERKEZLERİNDE ENERJİ TÜKETİMİNİN YARISI YAPAY ZEKAYA GİDEBİLİR

Analize göre, yapay zekaya yönelik artan talep, 2024 yılı itibarıyla veri merkezlerinin enerji tüketiminin yüzde 20’sini oluşturuyor. Ancak bu oranla yetinilmeyecek gibi görünüyor. Yıl sonuna kadar bu oranın iki katına çıkabileceği ve veri merkezlerinin tükettiği elektriğin yüzde 40 ila 50’sinin yapay zekaya ayrılabileceği tahmin ediliyor. Bu durum, halihazırda çevreye duyarlı olmaya çalışan teknoloji devlerinin sürdürülebilirlik hedeflerini doğrudan tehdit ediyor.

Özellikle ChatGPT, Gemini, Claude gibi büyük dil modellerinin eğitilmesi ve çalıştırılması esnasında harcanan işlem gücü, ciddi miktarda enerjiye karşılık geliyor. AI modelleri, yalnızca çalışırken değil, geliştirilme ve eğitilme süreçlerinde de yoğun enerji talep ediyor.

BİTCOİN MADENCİLİĞİNDEN DAHA TEHLİKELİ BİR ENERJİ TÜKETİCİSİ

Söz konusu analiz, çevresel etkiler üzerine çalışan Digiconomist platformunun kurucusu Alex de Vries-Gao imzasını taşıyor. De Vries-Gao, yapay zekanın enerji tüketiminin 2024 yılı sonuna kadar Bitcoin madenciliğini geride bırakacağını savunuyor. Kripto madenciliği, uzun süredir çevresel etkileri nedeniyle tartışma konusu olurken, yapay zekanın bu konuda daha büyük bir potansiyel tehlike oluşturduğu belirtiliyor.

“Google, Microsoft ve diğer büyük teknoloji firmalarının yapay zekaya yaptığı yatırımlar, Bitcoin madencilerinin harcamalarıyla kıyaslanamayacak ölçüde büyük. Bu da tehdit potansiyelini daha hızlı artırıyor.” diyen Vries-Gao, yapay zekanın enerji açlığının önümüzdeki yıllarda daha da tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini vurguluyor.

Enerji Sektörü, Artan Siber Tehditlere Karşı Güvenlik Önlemlerini Artırıyor

GOOGLE’IN EMİSYONLARI YÜZDE 48 ARTTI

Google’ın 2024 tarihli Sürdürülebilirlik Raporu’na göre, şirketin sera gazı emisyonları 2019'a göre yüzde 48 oranında artmış durumda. Bu dramatik artışın temel nedenlerinden biri olarak yapay zeka uygulamalarının enerji ihtiyacı gösteriliyor. Google, yapay zeka uygulamalarını yaygınlaştırırken, aynı zamanda karbon ayak izinde kayda değer bir büyüme yaşamış durumda.

İnsan hatası ve bilgi eksikliği siber güvenliği riske atıyor
İnsan hatası ve bilgi eksikliği siber güvenliği riske atıyor
İçeriği Görüntüle

Bu artış yalnızca Google’a özel değil; Amazon, Microsoft, Meta gibi diğer teknoloji devleri de benzer enerji ve emisyon baskılarıyla karşı karşıya. Ancak şirketlerin bu konudaki şeffaflık düzeyinin düşük olması, kamuoyunun gerçek etkiyi tam olarak anlayabilmesini engelliyor.

VERİ MERKEZLERİNİN TÜKETİMİ SUUDİ ARABİSTAN’I GERİDE BIRAKABİLİR

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Nisan 2025’te yayımladığı verilere göre, 2024 yılında veri merkezleri küresel elektriğin yüzde 1,5’ini — yani yaklaşık 415 teravatsaat (TWh) — tüketti. Bu rakam, neredeyse Suudi Arabistan’ın bir yıllık elektrik tüketimine eşit.

IEA’nın öngörülerine göre, bu tüketim 2030 yılına kadar 900 TWh seviyesini geçebilir. Bu durum, önlem alınmadığı takdirde yalnızca enerji altyapılarını zorlamakla kalmayacak, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir engel oluşturacak.

GİZLİ ENERJİ CANAVARI: ŞİRKETLER VERİLERİ AÇIKLAMIYOR

Analizde dikkat çeken bir diğer unsur ise şirketlerin donanım ve yazılım bazlı enerji tüketimi verilerini kamuoyuyla paylaşmaktan kaçınmaları. Örneğin, Google 2022 yılında yaptığı bir açıklamada makine öğreniminin toplam enerji tüketimlerinin yüzde 10 ila 15’ini oluşturduğunu bildirmişti. Ancak bu verinin güncelliği kalmadı; zira o dönemde ChatGPT ya da Gemini gibi yüksek hacimli modeller henüz piyasada değildi.

Veri merkezlerinde tüketilen enerjinin ne kadarının doğrudan AI tarafından kullanıldığını belirlemek ise oldukça güç. Çünkü aynı altyapılar bulut bilişim, web hizmetleri ve diğer dijital işlemler için de kullanılıyor.

ÜRETİM ZİNCİRİ MERCEK ALTINDA

Vries-Gao’nun çalışmasında dikkat çektiği bir başka önemli unsur ise donanım üretim zinciri. Özellikle Tayvan merkezli TSMC, Nvidia, Google ve AMD gibi teknoloji devlerine yapay zeka çipleri üretiyor. Yapay zekanın enerji ihtiyacının önemli bir kısmı bu çiplerin üretim süreçlerinden kaynaklanıyor.

Eğer mevcut üretim kapasitesi korunursa, 2025 yılı itibarıyla yapay zeka uygulamaları 82 TWh elektrik tüketebilir. Bu, İsviçre’nin yıllık enerji tüketimine eşdeğer bir miktar. Üstelik üretim hacmi artarsa, tüketim oranı da aynı oranda yükselerek küresel enerji sistemini daha da zorlayabilir.

Kaynak: Haber Merkezi