Retrograd amnezi, kişinin geçmişte yaşadığı anıları kısmen veya tamamen kaybetmesine yol açan ciddi bir bellek bozukluğudur. Genellikle kafa travması, beyin hasarı, enfeksiyon veya nörolojik hastalıklar sonucu ortaya çıkar ve hastanın yaşamını önemli ölçüde etkiler. Bu durumdaki bireyler, kendi hayatlarına dair otobiyografik anılarını, tanıdıkları kişileri, yaşadıkları yerleri ve olayları hatırlamakta zorluk çekerler. Bellek kaybının kapsamı kişiden kişiye değişirken, bazı hastalar sadece son birkaç haftayı ya da ayları unutabilirken, bazı vakalarda çocukluk yıllarına kadar uzanan geniş çaplı hafıza kaybı yaşanabilir.
Retrograd amnezide hafıza kaybının süresi ve derinliği, beynin hangi bölgesinin zarar gördüğüne bağlıdır. Özellikle hipokampus ve medial temporal lob gibi hafıza merkezlerinde meydana gelen hasarlar, yakın geçmişe ait anıların silinmesine neden olur. Frontal korteksteki lezyonlar ise daha eski ve uzun süreli anıların geri getirilmesini güçleştirir.
Uzmanlar, retrograd amnezinin tedavisinde temel olarak altta yatan nedenin belirlenmesi ve uygun rehabilitasyon yöntemlerinin uygulanması gerektiğini vurguluyor. Erken müdahale ile bazı hafıza fonksiyonlarının geri kazanılabileceği belirtilirken, hastaların psikolojik destek almalarının da önemli olduğu ifade ediliyor.Bu tür bellek kayıplarının önlenmesi için başta trafik kazaları olmak üzere kafa travmalarına karşı korunma önlemlerinin alınması kritik önem taşıyor. Ayrıca, bilinç kaybı, unutkanlık ya da ani hafıza sorunları yaşandığında vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurulması gerekiyor. Retrograd amnezi, yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyebilen bir durum olarak tıbbi ve sosyal destek gerektiren bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor.