Namaz Tesbihatı ve Zikirler

Allah’ı anmanın en güzel yolu olan zikir, farz namazların peşine yapılması faziletli ibadetlerden biridir. Ister cemaatle ister tek başına olsun, namaz sonrası tesbihte huşu ile Allah’a hamd edilmelidir.

Peki, namaz tesbihatı nasıl yapılır? Namazdan sonra okunacak dua ve zikirler nelerdir? İşte namaz sonrası zikirler ve Türkçe anlamları…

Peygamber Efendimiz (SAV)’in ömrü boyunca uyguladığı ve biz ümmetlerinin de aynı şekilde yapmasını istediği bazı ibadetler vardır. Bu ibadetler, maneviyatımızı kuvvetlendirerek bizi Allah’a yakınlaştırır ve Efendimiz (SAV)’in sünnetine uyduğumuz için bolca fazilet ve sevap kazandırır.

Namaz sonrasında yapılan tesbihatlar, Allah’ı anmanın en güzel yollarından biridir. Allah’ı her an ve her vakit anmak, dünyevi işlerden uzaklaşıp kalbi tamamen Allah ile birleştirmek içindir. Böylece manevi huzurumuzu tam anlamıyla içimize almış oluruz.

Peygamber Efendimiz (SAV)’in namaz sonrasında sıkça yaptığı tesbihatlar, mümin kimselere de rehber niteliğindedir. Namazı kıldıktan sonra otuz üç kere “sübhanallah,” otuz üç kere “elhamdülillah,” otuz üç kere “Allahü ekber” dedikten sonra yüz kere “Lâilaheillallahü vahdehu lâ şerika leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadîr” demek, günahların affedilmesine katkı sağlar.

Namaz sonrası tesbihatın bir diğer önemli yönü de şeytanın oyunlarından korunmaktır. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurmuştur: “Şeytan, namazdayken her birinize gelir, ‘Şunu hatırla’ der ve namazdan çıkana kadar devam eder. (Bu hatırlatmaların etkisiyle) kişi tesbihatı terk eder.” (Tirmizi, Daavât, 25)

Dini kaynaklara göre, namaz sonrasında tesbihat çekmek müstehap bir davranıştır. Peygamberimiz ve ashabı, farz namazları kıldıktan sonra tekbir ve tesbih gibi zikirleri yüksek sesle okumuşlardır. Bu nedenle namaz sonrası tesbihatın farz olmadığı, ancak yapılması halinde fazilet kazandıran bir davranış olduğu kabul edilmektedir.

Namazdan sonra çekilebilecek bazı tesbihatlar ve anlamları şunlardır:

“Estağfirullâh, estağfirullâh, estağfirullâh el-azîym el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hû, el-hayy’el kayyûm ve etübü ileyh.”

Anlamı: “Ulu olan kendisinden başka ilah bulunmayan, Hay ve Kayyûm (ezelî ve ebedî hayat ile diri, zatı ve kemâliyle kaim, yani yaratıklarının her an idare ve muhafaza¬sında biricik hakim-i mutlak) olan Allah’a istiğfar eder beni affetmesini isterim.”

“Subhânallâhi ve’l-hâmdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhu ekber ve lâ hâvle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîym.”

Anlamı: “Allah eksik sıfatlardan münezzehtir. Hamd Allah’adır. Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah en büyüktür. Allah’tan başkasında güç ve kudret yoktur.”

“Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadîr.”

Anlamı: “Eşsiz olan ve ortağı olmayan Allah’tan başka ilah yoktur. Hükümranlık Onundur, hamd Onadır ve O her şeye güç yetirendir.”

Unutmayın ki herkesin manevi ihtiyaçları farklıdır. Namaz sonrası tesbihat, kişinin kalbinin derinliklerine inen bir ibadettir. Bu nedenle kişi, içtenlikle ve huşu içinde yapılan bir zikirle manevi huzura ulaşabilir.