Mikroplastikler, hayatımızın her alanında gizli bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. İçtiğimiz su, yediğimiz gıda ve hatta soluduğumuz hava… Bu görünmez tehlikeler, insan sağlığı ve çevre üzerinde büyük riskler taşıyor.
Prof. Dr. İbrahim Şahin, mikroplastiklerin sağlık üzerindeki etkileri ve bu tehlikeden korunmak için yapılması gerekenler hakkında önemli bilgiler verdi.
Mikroplastikler Nerelerden Yayılıyor?
Mikroplastikler, 5 mm'den küçük plastik parçacıkları olarak tanımlanır ve 1 µm’den daha küçük olanlar nanoplastik olarak adlandırılır. Bu parçacıklar, plastiklerin çevresel faktörlerle bozulması sonucu ortaya çıkar. Doğal faktörler (güneş ışığı, sıcaklık değişimleri, yağmur vb.) plastikleri parçalayarak mikroplastiklere dönüştürür.
Tekstil ürünleri, balıkçılık, tarım ve sanayi gibi sektörler mikroplastiklerin çevreye yayılmasına neden olur. Bu parçacıklar, besin zinciri aracılığıyla bitkiler ve hayvanlar yoluyla insanlara kadar ulaşabilir, su, toprak, hava ve hatta yağmurda bile bulunabilir.
Mikroplastikler Beynimize Kadar Ulaşabiliyor
Mikroplastikler vücudumuza solunum, sindirim ve cilt teması yoluyla girebilir. Boyutu 100 µm'den küçük olan mikroplastikler, vücuttaki bariyerleri aşarak karaciğer, böbrek ve beyin gibi organlarda birikiyor. 2023 yılında yapılan araştırmalar, otopsi sırasında alınan insan organ örneklerinde mikroplastiklere rastlandığını göstermiştir. Beyindeki mikroplastik miktarının karaciğer ve böbreklerden 7 ila 30 kat daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Bu birikim her geçen yıl artmakta ve bu durum Alzheimer ve demans gibi hastalıkların artışında rol oynayabileceği yönünde endişelere yol açmaktadır.
Anne Sütü ve Yeni Doğan Bebekler İçin Riskler
Mikroplastikler, anne sütüne geçebilmekte ve plasentadan geçerek anne karnındaki bebeğe bile ulaşabilmektedir. Bu, özellikle anne sağlığı ve bebeklerin uzun vadeli gelişimi için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Sağlık Üzerindeki Zararlı Etkileri
Mikroplastikler sadece kendi yapılarıyla değil, içerdikleri toksik kimyasallar ve çevresel kirleticilerle de sağlık riski oluşturuyor. Bisfenol A, fitalatlar gibi zararlı kimyasalları bünyelerinde barındıran mikroplastikler, vücuda bu maddelerin girmesini kolaylaştırmaktadır.
Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, mikroplastiklerin sinir sistemi hastalıkları, bağışıklık sistemi bozuklukları, metabolik rahatsızlıklar ve üreme sistemi problemleri gibi etkileri olduğunu göstermektedir. Ayrıca, mikroplastikler serotonin seviyelerini düşürerek davranışsal sorunlara yol açabiliyor.
Gıdalara Sızan Mikroplastikler
Mikroplastikler sadece hava ve sudan değil, aynı zamanda tükettiğimiz gıdalara da sızmaktadır. Plastik şişelerdeki su, şeker, tuz, süt ve bal gibi gıdalarda mikroplastikler bulunabilmektedir.
Ayrıca, okyanuslara her yıl yaklaşık 15 milyon ton plastik atık girmekte, bu da balıklar ve deniz ürünleri yoluyla mikroplastiklerin sofralarımıza kadar gelmesine neden olmaktadır.
Toprağa Sızan Mikroplastikler
Toprakta bulunan mikroplastikler, bitkilerin köklerine geçmekte ve besin zincirine katılmaktadır. Bu durum, tarım ürünlerinin verimliliğini ve kalitesini ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Mikroplastiklerden Korunma Yolları
Mikroplastiklerin vücuda girmesini engellemek için bazı önlemler alınabilir. İşte korunma yolları:
-
Tek Kullanımlık Plastikleri Azaltın: Plastik bardak, çatal ve tabak gibi ürünlerin kullanımını sınırlayın.
-
Geri Dönüşümü Destekleyin: Plastik atıkların doğru şekilde toplanması ve geri dönüştürülmesi önemlidir.
-
Doğa Dostu Malzemeler Kullanın: Çevre dostu, plastik yerine kullanılabilecek ürünler tercih edin.
-
Yasal Düzenlemeler: Plastik kullanımını sınırlayan, üretimini kontrol altına alan ve geri dönüşümü teşvik eden politikalar uygulanmalıdır.
-
Araştırmaların Desteklenmesi: Mikroplastiklerin sağlık üzerindeki etkileri hakkında daha fazla araştırma yapılmalıdır.
Mikroplastikler, insanlık için yeni bir tehdit olarak kabul edilmekte ve çevresel kirlenmeye yol açmaktadır. Bu tehlikeden korunmak için toplumsal önlemler ve bireysel farkındalık büyük önem taşımaktadır.