Uşak Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre, erkek arı larvası (apilarnil), bakteriyel hastalıkları tedavi etme potansiyeliyle antibiyotiklere eşdeğer etki gösterdi. Yapılan çalışma, özellikle antibiyotiklere direnç gösteren bakterilere karşı doğal bir alternatifin bulunduğunu ortaya koydu.
ERKEK ARI LARVASI BAKTERİLERE KARŞI ETKİLİ
Uşak Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Şahinler'in liderliğindeki bir grup araştırmacı, erkek arı larvasının bakteriyel hastalıklar üzerindeki etkisini inceledi. Çalışmada, apilarnil'in, 14 farklı bakteri türü üzerinde antibiyotiklere benzer bir etkinlik sağladığı belirlendi.
Prof. Dr. Şahinler, yaptığı açıklamada, erkek arı larvasının, genellikle arıcılar tarafından atık olarak kabul edildiğini ancak bu larvanın aslında zengin besin içeriği sunduğunu ve antibiyotiklere benzer antibakteriyel özelliklere sahip olduğunu belirtti. Çalışma kapsamında, meme başı iltihabı tespit edilen ineklerden alınan sütler üzerinde yapılan testler, apilarnil’in antibiyotiklerle eşdeğer sonuçlar verdiğini gösterdi.
ERKEK ARI LARVASININ 14 BAKTERİ TÜRÜ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Araştırmada, apilarnil'in yalnızca bakterilerin çoğalmasını engellemekle kalmayıp, aynı zamanda bakterileri yok ettiği saptandı. Prof. Dr. Şahinler, antibiyotiklere dirençli bakterilere karşı arı ürünlerinin potansiyelini vurguladı ve bu tür doğal tedavi yöntemlerinin önemini artıran antibiyotik direnci konusuna dikkat çekti. Ayrıca, apilarnil'in dozajının önemli olduğunu ve aşırı kullanımının zararlı olabileceğini belirtti.
ALTERNATİF DOĞAL TEDAVİ YÖNTEMİ
Son yıllarda, dünyada antibiyotik direncinin artmasıyla birlikte, bu tür doğal tedavi yöntemlerinin araştırılması daha büyük bir önem kazandı. Prof. Dr. Şahinler, ülkemizde antibiyotik kullanımının yüksek olduğunu ve bunun antibiyotik direncini artırarak bakteriyel hastalıkların tedavisini zorlaştırabileceğini belirtti. Erkek arı larvası, antibiyotiklere alternatif bir tedavi yöntemi olarak öne çıkmakta.
Bu keşif, özellikle antibiyotik direncinin arttığı günümüzde, apilarnil gibi doğal bileşiklerin sağlık alanında daha geniş bir kullanım potansiyeli taşıdığına işaret ediyor. Ancak, bu bileşiklerin ilaç formuna dönüşebilmesi için yapılan çalışmaların daha fazla aşamadan geçmesi gerektiği ifade ediliyor.
