Çocukluk çağı kanseri, dünya genelinde her yıl yaklaşık 400 bin çocuğu etkiliyor. Bu kanser türünün en yaygın formu arasında lösemi, beyin tümörleri, lenfoma, nöroblastom ve Wilms tümörü bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, çocukluk kanserine yakalanan çocukların yaklaşık yüzde 10’unda genetik yatkınlık söz konusu. Ancak kansere neden olan etmenler hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
Çocukluk çağı kanserinde tedavi süreci, çocuğun yaşadığı ülkeye göre değişiyor. Yüksek gelirli ülkelerde kansere yakalanan çocukların neredeyse yüzde 90’ı hayatta kalabilirken, düşük ve orta gelirli ülkelerde bu oran sıklıkla yüzde 30’un altında kalıyor. DSÖ'nün verdiği bilgilere göre, kanser ilaçlarına erişim oranı yüksek gelirli ülkelerde yüzde 96 iken, düşük gelirli ülkelerde bu oran yalnızca yüzde 29.
ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERİ İÇİN FARKINDALIK
Çocukluk çağı kanserinin erken teşhisi ve düzenli tedavi ile ölüm oranı büyük ölçüde azaltılabiliyor. 11 Şubat’ta başlatılan girişimle, DSÖ bazı ülkelerde kanser ilaçlarını ücretsiz olarak dağıtmaya başladı. İlk pilot ülkeler Moğolistan ve Özbekistan olurken, Ekvador, Ürdün, Nepal ve Zambiya’nın da programa katılması bekleniyor. 2030 yılına kadar, dünya genelinde kanserli çocukların hayatta kalma oranının en az yüzde 60’a çıkarılması hedefleniyor.
GENETİK YATKINLIK VE ERKEN TANININ ÖNEMİ
Çocukluk çağı kanserine yol açan bilinen bir sebep bulunmasa da genetik yatkınlık bu hastalık için önemli bir faktör. Özellikle ailede kanser hikayesi olan çocuklar için genetik tarama ve düzenli göz muayenesi öneriliyor.
