Sosyal medya platformlarının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla devletler, kısıtlayıcı önlemleri artırıyor. İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Başak Gezmen, sosyal medya kullanımını sınırlandıran yasal düzenlemelerin giderek yaygınlaştığını belirtti. Gezmen, sosyal medya platformlarıyla ilgili önlemler alınmazsa, olumsuz etkilerin daha da artabileceğine dikkat çekti.
SOSYAL MEDYANIN OLUMSUZ ETKİLERİ ARTIYOR
Sosyal medya platformları, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabiliyor. Instagram’ın 16 yaş altı kullanıcılarının ebeveyn izni olmadan “canlı yayın” yapamayacağı ve özel mesajlarda otomatik bulanıklaştırma gibi yeni önlemler, platformların çocuklar üzerindeki etkilerini tartışmaya açtı. 2021'de Wall Street Journal'da yer alan bir araştırma, Instagram’ın gençlerde anksiyete ve depresyonu artırdığını ortaya koymuştu.
Oxford Sözlüğü de sosyal medyanın etkilerini yansıtan bir kelimeyi yılın kelimesi olarak seçti: “Beyin çürümesi”. Bu terim, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki zararlı etkilerinin daha da genişlediğini ve dijital dünyanın beyin üzerinde bıraktığı olumsuz izleri anlatıyor.
DÜNYA GENELİNDE SOSYAL MEDYA KISITLAMALARI
Birçok ülke, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerini minimize etmek amacıyla yasalar çıkarmaya devam ediyor. Avustralya, 2024'ten itibaren 16 yaş altındaki çocuklara sosyal medya erişimini yasaklayacak bir yasa tasarısını kabul etti. Aynı şekilde, Türkiye'de de konuya dair çalışmalar devam ediyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, sosyal medya kullanımına ilişkin çeşitli düzenlemeler üzerinde çalışıyor.
Doç. Dr. Başak Gezmen, sosyal medyanın bilgi edinme ve paylaşma gibi avantajları olsa da, çocuklar için büyük riskler barındırdığını belirtti. "Çocuklar, henüz gelişim aşamasında oldukları için neyin doğru neyin yanlış olduğunu net bir şekilde bilemezler. Bu yüzden zararlı içeriklere karşı korunmalıdırlar," diyen Gezmen, ebeveynlerin çocukları sosyal medyanın olumsuz etkilerinden koruyabilmesi için teknoloji ile güçlendirilmiş filtreleme yöntemlerinin uygulanması gerektiğini vurguladı.
ÇOCUKLARIN GÜVENLİĞİ
Sosyal medya platformlarındaki içeriklerin zaman zaman tehlikeli olabileceğini belirten Gezmen, özellikle canlı yayınlarda kişisel bilgilerin paylaşılma riskinin bulunduğuna dikkat çekti. Ayrıca, sosyal medya üzerindeki “challenge” türü eğlence içeriklerinin çocukları tehlikeli durumlarla karşı karşıya bırakabileceğini ifade etti. Bu durum, çocukların tehlikeli ortamlarla tanışmalarına ve çeşitli siber istismar vakalarıyla karşılaşmalarına yol açabiliyor.
Gezmen, ebeveynlerin sosyal medya kullanımı konusunda daha dikkatli olmaları gerektiğini belirterek, “Ebeveynler, çocuklarının sosyal medya kullanımını kontrol etmek için bir filtreleme mekanizması oluşturmalı ve onlara doğru bir dijital davranış biçimi kazandırmalıdır" dedi.