BESİN ALERJİLERİ SALGIN GİBİ YAYILIYOR
Besin alerjisi her yaş grubunda görülebilirken, en çok süt çocuklarında rastlanıyor. Özellikle anne sütüyle beslenme döneminde ek gıdaya geçiş süreci, alerjik tepkilerin en yoğun yaşandığı dönem olarak öne çıkıyor.
Dr. Öğr. Üyesi Ömer Akçal, “Bu dönemde çocukların hem anne sütüyle hem de yeni gıdalarla tanışıyor olması, alerjik reaksiyonların erken dönemde fark edilmesini sağlıyor. Yeni bir besinle tanışmanın ardından dakikalar veya saatler içinde ciltte kızarıklık, döküntü, kaşıntı gibi belirtiler ortaya çıkıyorsa, ebeveynlerin uyanık olması ve hızlıca çocuk alerji uzmanına başvurması gerekiyor” dedi.

KALICI OLMAYAN BESİN ALERJİLERİ
Besin alerjilerinin büyük bir kısmı kalıcı değildir. Dr. Akçal, özellikle süt, yumurta ve buğday gibi temel gıdalara karşı gelişen alerjilerin çoğunlukla 5 yaşına kadar ortadan kalktığını belirtti.
Ancak bazı besinlerde, özellikle kuru yemişler ve deniz ürünlerinde alerjilerin ömür boyu sürebileceğini vurguladı. Dr. Akçal, “Besin alerjisi tanısı konulmuş çocuklarda, suçlu olan gıdanın diyet listesinden çıkarılması büyük önem taşıyor. Ancak büyüme çağında olan çocukların kalori ve besin dengesini sağlamak da çok önemli. Bu nedenle diyetisyenin desteği ile sağlıklı alternatiflerin belirlenmesi gerekiyor” dedi.
DİYETİSYEN TAKİBİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Alerjinin kaynağı sadece çocuğun yedikleriyle sınırlı kalmıyor. Annenin tükettiği besinler de emzirme yoluyla bebeğe geçerek alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor.
Dr. Akçal, “Hem annenin hem de çocuğun beslenme planı, uzman bir diyetisyen tarafından titizlikle düzenlenmeli. Multidisipliner bir yaklaşımla, diyetisyenle ortak hareket ederek çocuklarımızın sağlıklı gelişimini güvence altına alabiliriz” ifadelerini kullandı.




