Uzmanlar, iklim değişikliği nedeniyle su döngüsünün öngörülemez hale geldiğini vurguluyor. BM Su Ajansı (UN Water) verilerine göre dünya genelinde 3,6 milyar insan yılda en az bir ay suya yetersiz erişimle karşı karşıya.

Bu sayının 2050’ye kadar 5 milyarı aşması bekleniyor. Tatlı su kullanımı nüfus artışı ve tüketim alışkanlıklarıyla her yıl yaklaşık yüzde 1 artarken, kaynaklar üzerindeki baskı da giderek büyüyor.

ABD merkezli Dünya Kaynakları Enstitüsü verilerine göre, dünya genelinde 25 ülke tüm yıl aşırı su stresi yaşıyor; Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Asya bu konuda en kritik bölgeler arasında.

BUZULLAR VE NEHİRLER ALARM VERİYOR

FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, buzullardaki erimenin tatlı su kaynaklarını kalıcı olarak azalttığını belirtti.

Dünya yüzeyinin yüzde 71’i suyla kaplı olsa da bunun yalnızca yüzde 2,5’i tatlı su ve kullanılabilir kısmı yüzde 0,3’ten az.

2024 yılında küresel nehir havzalarının yüzde 66’sı ya kurak ya da aşırı yağışlıydı ve buzullardan gelen su akışı bazı bölgelerde kalıcı olarak azaldı.

Selışık, bu durumun tarım, içme suyu ve ekosistemler üzerinde ciddi tehditler oluşturduğunu kaydetti.

Dünyada Su Döngüsü Iklim Değişikliğiyle Öngörülemez Hale Geliyor 2

Dünyanın en çok ve en az uyuyan ülkeleri açıklandı
Dünyanın en çok ve en az uyuyan ülkeleri açıklandı
İçeriği Görüntüle

KURAKLIK “SİNSİ AFET” OLARAK YAYILIYOR

Tatlı su kayıplarının büyük kısmının yer altı sularının aşırı çekilmesinden kaynaklandığını ifade eden Selışık, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Hindistan, Pakistan ve Sahra Altı Afrika gibi bölgelerin özellikle risk altında olduğunu belirtti.

Kuraklık artık “sinsi afet” olarak tanımlanıyor; yavaş gelişiyor ancak uzun vadeli ve çok katmanlı etkiler yaratıyor. 2050’ye kadar 216 milyon kişinin kuraklık nedeniyle göç etmek zorunda kalabileceği öngörülüyor.

AVRUPA’DA SU STRESİ VE AŞIRI OLAYLAR ARTIYOR

Avrupa Çevre Ajansı Su Kaynakları Uzmanı Dr. Nihat Zal, Avrupa’da su kaynaklarının iklim değişikliği, nüfus artışı ve arazi kullanımındaki değişiklikler nedeniyle baskı altında olduğunu belirtti.

Avrupa topraklarının yaklaşık yüzde 30’u ve nüfusun yüzde 34’ü her yıl su stresi yaşıyor.

Aynı akarsu havzasında hem kuraklık hem taşkın görülebildiğine dikkat çeken Zal, su kirliliği, taşkınlar ve su kıtlığının gıda, enerji ve insan sağlığını doğrudan etkilediğini söyledi.

Dünyada Su Döngüsü Iklim Değişikliğiyle Öngörülemez Hale Geliyor 1

GELECEK YILLARDA RİSKLER ARTACAK

Zal, özellikle Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerin su kıtlığına karşı hassas olduğunu, Doğu Avrupa ülkelerinde de aşırı tarımsal su kullanımının sorun yarattığını ifade etti.

Önümüzdeki yıllarda Avrupa’nın güneyinde yağışlarda düşüş ve kuraklıkların şiddetlenmesi, tarım, içme ve sanayi su tüketimini tetikleyebilir. Arazi kullanımındaki değişiklikler ve su kirliliği de bu etkinin daha güçlü hissedilmesine yol açacak.

Kaynak: Haber Merkezi