Avrupa ülkelerinde özellikle İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya’da ev içinde ayakkabı giymek oldukça yaygın bir davranış. Hatta birçok Avrupalı için “Ayakkabılarını çıkarır mısın?” demek, kabalık olarak bile görülebiliyor.
Türkiye’de ise neredeyse herkes, evine girerken ayakkabılarını çıkararak hem hijyeni hem de düzeni korumayı tercih ediyor. Peki neden bazı toplumlar için bu kadar doğal olan bir davranış, diğerlerinde tam tersi şekilde algılanıyor?
DİNİ KÖKENLER: AYAKKABI ÇIKARMANIN İLK NEDENİ İBADET
Eve girerken ayakkabı çıkarmak, günümüzde genellikle hijyenle ilişkilendirilse de, bu davranışın temeli dini uygulamalara dayanıyor.
Müslümanlık ve Budizm gibi dinlerde ibadet yerlerine girerken ayakkabı çıkarılması bir saygı göstergesi olarak kabul edilir.
Zamanla ibadet alanlarının ev yaşamıyla bütünleşmesi, bu geleneğin gündelik hayata taşınmasına neden oldu.
Sosyolojik araştırmalara göre, ayakkabıyı kapı dışında bırakma alışkanlığı ilk olarak dini temellerle ortaya çıktı, ardından kültürel bir norm haline geldi.
KÜLTÜRLER ARASI ETKİLEŞİM ALIŞKANLIKLARI ŞEKİLLENDİRDİ
Dinler arası etkileşim, farklı kültürlerin bu davranışı benimsemesini sağladı. Örneğin Ukrayna ve Rusya’da halkın büyük çoğunluğu Hristiyan ve Ortodoks olmasına rağmen, evlere girerken ayakkabıyı çıkarmak yaygın bir gelenektir.
Bu durum, dini gerekçelerden çok, tarihsel temasların ve kültürel etkileşimlerin bir sonucu olarak değerlendiriliyor.

BATI AVRUPA’DA DURUM TAM TERSİ: AYAKKABI GİYMEK NORM
Buna karşın, Batı Avrupa ülkelerinde ayakkabı ile eve girmek olağan kabul edilir. İngiltere, Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkelerde misafirlerin evde ayakkabı giymesi tuhaf karşılanmaz.
Bu yaklaşım, hem farklı iklim koşulları hem de kültürel algılardan kaynaklanıyor. Avrupa’nın birçok bölgesinde ev zeminleri halı yerine parke ya da taş malzeme ile kaplıdır. Bu da ayakkabıyla dolaşmayı daha pratik hale getirir. Ayrıca, bireysel özgürlük ve mahremiyet anlayışı da bu alışkanlığın sürmesinde etkili olmuştur.




