GÜZEL TEMENNİLERE KATILMAK İSTEDİM

Değerli kardeşimiz, Zafer Partisi Kütahya İl Başkanı Şinasi Atay Beyin, Kütahya Ekspres’te yer bulan güzel temennilerine katılmamak mümkün mü? Sayın Atay: “Tasarruf Devletten Başlamalı” demiş. Doğru mu? Bana göre yerden göğe kadar haklıdır ve söylediği doğrudur. Sayın Atay, bunu söylemekle yetinmiyor; bu konuda yol da gösteriyor. Son yaşadığımız büyük doğa olayı, deprem felaketinin ardından yapılabilecekleri sıralıyor.

Sosyal medya hesabından aktardıklarını ben de sevgili okuyucularıma aktarmak istedim: “Makam araçlarının sayısı yarı yarıya makul bir seviyeye düşürülsün” demiş. Bu konu beni de yıllar içinde hep ilgilendirmiştir. Bugün dünyanın birçok ülkesinde makam araçlarının sayısı bizimki kadar abartılı değildir. Ne kadar makam aracı, o kadar masraf demektir. Ne kadar makam aracı o kadar çok şoför demektir. Ne kadar makam aracı o kadar trafikte olumsuzluklar demektir. Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin Halk Cumhuriyeti’nde dahi makam araçlarının sayısının sembolik düzeyde olduğunu biliyoruz. Bizde maşallah başını çevirsen, arkana baksan, elini uzatsan bir makam aracı…

Hadi anlarım, bir cumhurbaşkanının, bakanların, genel müdürlerin, daire başkanlarının, valilerin, kaymakamların, rektörlerin, başsavcılarının ve ağırceza mahkemesi başkanlarının, siyasi parti genel başkanlarının, genelkurmay başkanı, kolordu, tümen, tugay başkanlarının, belediye başkanlarının, bazı istisnai durumdaki yetkililerin makam araçları olsun. Ama her birim yetkilisine, sorumlusuna, müdürüne makam aracı vermek de nedir?

Sayın Atay, “TİKA üzerinden yurt dışında yapılan işlerin ödenekleri derhal ertelenmelidir. Bundan sonra yapılacak işlerin ihaleleri 2’nci bir emre kadar durdurulmalıdır. KÖİ kapsamında yapılan hasta, yolcu ve geçiş garantili projeler için verilen taahhütler bir yıl ertelenmelidir. Kamu kurumlarının emrinde bulunan makam araçlarının sayısı acilen yarı yarıya azaltılmalıdır. İşletme ve kiralama gideri daha yüksek olan araçlar derhal iade edilmelidir. Makam aracı için bir havuz oluşturulmalı, araç ihtiyacı bu havuzdan ortak olarak sağlanmalıdır. Görevi sona eren kamu görevlilerine tahsis edilen araçlar iptal edilmelidir. Cumhurbaşkanlığına ait olan uçaklar, işletme gideri en yüksek olanından başlanarak derhal satılmalıdır. Kamu kurumlarında çalışan personelin seyahatlerinde uçak ve konaklama giderleri asgariye indirilmelidir. Ülkemizde yaşayan ve her türlü ticari faaliyeti vergiden muaf tutulan sığınmacıların bu konumlarına derhal son verilmeli, götürü bir değer üzerinden geriye doğru vergi tahakkukları yapılarak derhal tahsil edilmelidir” diyor. Haksız mı?

Sayın Zafer Partisi Kütahya İl Başkanı Şinasi Atay, bakanlıkların koruma bütçelerinin de azaltılmasından yana. Bu konuda da: “Kamu kurumlarına ait temsil ve ağırlama bütçeleriyle, çiçek, çikolata, kolonya, içecek vb. harcamaları iptal edilmelidir. Devlet Protokolü kuralları çerçevesinde yapılan karşılama, ağırlama ve uğurlama törenleri de iptal edilmelidir. Tüm bakanlıkların koruma bütçeleri azaltılmalıdır. Daha az koruma aracı ve personelin yer aldığı konvoylar yeğlenmelidir. Cumhurbaşkanlığı Beştepe Yerleşkesi başta olmak üzere kamu kurumu binalarının güvenlik riski oluşturmayacak biçimde gece yanan dış cephe aydınlatmaları azaltılmalıdır. Tüm kamu kurumlarında dijital baskıya önem verilmelidir. Kâğıda basılacak belgelerin sayısı azaltılmalıdır. Kamu Kurumlarının yaptığı işleri anlattığı büyük reklam bütçeleri iptal edilmelidir. ‘Geçmiş olsun’ veya ‘Bayramınız kutlu olsun” ve ‘Kandiliniz kutlu olsun’ şeklindeki büyük reklam baskıları, bilboard kiralama bütçeleri de iptal edilmelidir. Baskılı reklamlar yerine, sosyal medya üzerinden verilecek mesajlar tercih edilmelidir” şeklinde görüş bildiriyor. Bu güzel isteklere kim “hayır” diyebilir?

Kısacası il başkanı, masraf doğuracak her türlü faaliyetin iptalini istiyor. Bunu söylerken de, kamu kurumlarının tadilat, bakım, onarım işlerinin acil olanları dışında iptal edilmelerini, kamu kurumlarının otellerde yapacakları eğitim, panel, konferans, açık oturum ve diğerlerinde, masraftan kaçınmalarını öneriyor. Başkanın ağzından bal akıyor. Allah razı olsun. Birilerinin çıkıp bunları söylemesi gerekirdi. Başkanın duygu ve düşüncelerini titizlikle haberleştiren kardeşim Cansu’ya teşekkür ederim. Malzemeyi bana hazırlamış oldu. Ben de köşeme taşıdım.