Vücut geliştirme alanında yaygınlaşan katkı maddesi ve steroid kullanımı, uzmanlar ve akademisyenler tarafından ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendiriliyor.
Özellikle gençler arasında hızla yaygınlaşan bu tehlikeli eğilim karşısında, hem aileler hem de devlet yetkilileri için önemli uyarılar yapılıyor. Vücut Geliştirme Federasyonu ve ilgili bakanlıklar ise denetim konusunda yetersiz kalmakla eleştiriliyor.
GENÇLER STEROİDE ÖZENEREK BAŞLIYOR
Yapılan araştırmalar ve anketler, gençlerin büyük bir bölümünün steroid gibi maddeleri arkadaş çevresinden etkilenerek ya da eğitmenlerinin telkinleriyle kullanmaya başladığını gösteriyor. Özellikle sosyal medyada kısa sürede kaslı vücutlara ulaşan bireylerin görünürlüğünün artması, bu maddelere olan ilgiyi körüklüyor. Uzmanlar, toplum genelinde farkındalık seviyesinin düşük olmasının da sorunun büyümesine zemin hazırladığını belirtiyor.
BİLİNÇSİZ KULLANIM VE DENETİMSİZLİK TEHLİKEYİ BÜYÜTÜYOR
Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Dr. Hasan Ulaş Yavuz, vücut geliştirme amacıyla kullanılan katkı maddelerinin kontrolsüz satışına dikkat çekerek, bu maddelerin artık ülkemizde bir sektör haline geldiğini ve ciddi bir tehlike oluşturduğunu vurguluyor.
Dr. Ulaş, birçok ürünün eczanelerden reçetesiz temin edilebildiğini ve bu durumun özellikle genç kullanıcılar için büyük bir risk oluşturduğunu belirtiyor. Bilinçsiz kullanımın geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade eden Yavuz, “Bu ürünler 3 liraya alınıp 30 liraya satılıyor. Uyuşturucu ticaretinden farksız hale gelmiş durumda. Ancak buna karşı yeterli bir mücadele verilmiyor” açıklamasında bulundu.
STEROİD KULLANIMI BAĞIMLILIK VE KALICI HASAR OLUŞTURUYOR
Sürekli kullanımda bağımlılık riski taşıyan steroidlerin, vücutta hormon dengesini bozarak hem fiziksel hem de psikolojik etkiler yarattığı biliniyor. Dr. Ulaş, bu maddelerin erkeklerde kadınsal hormonları tetikleyerek göğüs büyümesi gibi anormal sonuçlara, kadınlarda ise erkeksi özelliklerin oluşmasına yol açabileceğini ifade ediyor.
Bu konuda çarpıcı bir örnek olarak, Doğu Almanya'da doping uygulamaları nedeniyle hormonal sistemi bozulan ve cinsiyet değiştirmek zorunda kalan sporcu Heidi Krieger’in yaşadıkları gösteriliyor. Krieger, yıllar süren doping kullanımının ardından “Andreas” ismini alarak yaşamına erkek olarak devam etmek zorunda kaldı.
ANABOLİK STEROİDLER "PEYNİR EKMEK GİBİ" SATILIYOR
YDÜ Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Uz. Deniz Erdağ ise, anabolik steroidlerin ülkede denetimsiz biçimde yaygınlaştığını belirterek bu ürünlerin spor salonları dışında, DVD marketlerde dahi satıldığını ifade etti. Erdağ’a göre, bu durum yalnızca denetimsizlikle değil, aynı zamanda yetkililerin konuyu ciddiyetle ele almamış olmasıyla da ilgili.
Erdağ, gençlerin büyük çoğunluğunun bu maddelere hiçbir tıbbi onay veya araştırma yapmadan ulaştığını belirtiyor ve “Kullanım yaşı son yapılan anketlerde 14’e kadar düşmüş durumda. Bu ciddi bir alarmdır” sözleriyle tehlikenin boyutunu özetliyor.
KAÇAK ÜRÜNLER VE GÜMRÜK DENETİMSİZLİĞİ TEHLİKEYİ DERİNLEŞTİRİYOR
Erdağ, birçok katkı maddesinin Güney Kıbrıs ve yurtdışından soğuk hava zinciriyle ülkeye kaçak yollarla sokulduğunu, bu ilaçların gümrüklerde yeterince denetlenmediğini ve eczanelerde reçetesiz olarak satılabildiğini dile getiriyor. Bu maddelerin, İngiltere ve Amerika gibi ülkelerde reçetesiz satılmasının büyük suç olarak kabul edildiğini hatırlatarak, KKTC’deki denetimsizliğin insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtiyor.
KALP KRİZİ VE DAMAR TIKANIKLIĞI GİBİ HASTALIKLAR RİSKİ ARTIRIYOR
Spor eğitmeni Selim Şen ise, bu tür katkı maddelerinin yalnızca uzman kontrolünde ve belirli ihtiyaçlar doğrultusunda kullanılması gerektiğini vurguluyor. Aksi durumda, düzensiz spor hayatı olan bireylerde ilerleyen yaşlarda kalp krizi, damar tıkanıklığı ve hormonal bozukluklar gibi ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini belirtiyor.
Şen, öğrencilerine katkı maddesi kullanımı önermediğini, sadece doktor veya diyetisyen önerisiyle gerekli görülmesi halinde sınırlı dozda kullanım yapılması gerektiğini savunuyor.
