Yıl 1946. Merhum Hüsamettin Alpagut (Babam) Simav Adliyesi’nde hâkim. Ben 8-9, merhum kız kardeşim Ülkü 6-7, Emel 2 yaşında. Merhum babam 36 ve merhum annem de 29 yaşındalar.
Simav’da mutlu bir yaşamımız var. Ben ilkokula Simav’da merkez Osmanbey İlkokulu’nda başladım. Ama bir gün merhum babam akşamüstü kiralık evimize geldiğinde bizleri toplayarak: “Çocuklar, artık babanız hâkim değil. Çünkü kendi isteğimle mesleğimden ayrıldım” demişti. Bundan hiçbirimiz bir şey anlamamıştık. Ama merhum annem ağlamaya başlamıştı. Simav’a gelinceye kadar Denizli (Çal ve Acıpayam), Adana (Kadirli ve Kozan) ilçelerinde olmuştuk. Simav merhum babamın 5. görev yeriydi. Ne mi oldu? Haber çabuk yayılmış. O tarihlerde yani 1946 yılı ortalarında Tavşanlı Orman İşletmesi müdürlerinden merhum Orhan Bey’den merhum babama bir telefon gelmiş. Tavşanlı Orman İşletmesi’nde görev alıp alamayacağını sormuş. Babam da dımdızlak ortada kalmışız, teklifi memnuniyetle kabul etmiş.
Biz, merhum annem, babam, kız kardeşlerim Ülkü ve Emel ve ben bir kamyonla üç-beş parça eşyamızla gözümüzü açtığımızda kendimizi Tavşanlı’da bulmuştuk. Büyük bir ihtimalle kamyon Orman İşletmesi’ne aitti. İlk indiğimiz yer, şimdiki Tavşanlı Eczanesi’ne birkaç metre mesafedeki Orman İşletmesi Santral binası olmuştu. (Bu bina artık yok). Bu iki katlı, merhum Ferit Us ‘a ait ahşap bir binaydı. Birkaç yıldır İşletmece santral binası olarak kullanılıyormuş. Bu binanın üst katında kaldık. Santral da bizimle beraber aynı binada faaliyetteydi Daha sonra Kurşunlu Camii karşısında, mevcut çamaşırlığa bakan iki katlı bir evi aylığı 15 liradan tutmuştuk. Bu bina merhum Dönme Talat’ın işyerinin hemen bitişiğindeydi. Tavşanlı’da tek bir avukat yoktu. Babam ilçenin ilk avukatı oluyordu. Birkaç yıl Orman avukatı, Hazine avukatı, belediye avukatı ve sendika avukatı olarak hizmet veren babam Kütahya Barosu’nun bir üyesi olarak serbest avukatlığa başladı. Babamdan sonra merhum Tarık Dosdoğru, merhum Hüsnü Davutoğlu ve avukat Suna Kırkmaz da ilçe merkezinde birer yazıhane açtılar. Böylece avukat sayısı dörde çıkmıştı. İlçe merkezinde, şimdiki Belediye Müzesi altında, Mustafa Korkut Davavekili olarak iş yapıyordu. Bir hayli de arzuhalci vardı. Merhum babam uzun yıllar Tavşanlı’da birkaç yazıhanede görev yaptı. 3 Aralık 1981 tarihinde yani bundan 40 yıl evvel geçirdiği bir beyin kanaması sonucu Kütahya Devlet Hastanesi’nde vefat etti. Cenazesini Tavşanlı’ya getirip Asri Mezarlık’ta toprağa verdik. Bugün Alpagut Ailesi’nin oğlumun ve gelinimin müşterek evleri dışında Tavşanlı’da, Asri Mezarlık’ta birkaç metre karelik 4 mezarımız bulunuyor. Merhum babam Hüsamettin Alpagut (mekânı cennet olsun) arkasında tek bir taşınmaz, bir araç, para ve başka bir şey bırakmadı. Öldüğünde pantolonunun cebinde 21 lirası vardı. Merhum babamız bizlere, geride kalanlara bıraktıkları şeref, namus, haysiyet, dürüstlüktür. Bize her zaman: “Korkmayın sendeleyebilirsiniz ama asla düşmezsiniz” derdi. Avukatlık yaparken bile tek kuruşunu gider defterine tek tek yazardı. Gün geldi Baro aidatını dahi ödeyemedi. Parası kalmadığında dostları merhum Ahmet Yumurtacı, merhum Carsan Mustafa, merhum Ahmet Manisalı, merhum terzi Ahmet Ün (Karga Ahmet) merhum Mehmet Çakmak’ın imzaladığı senetlerle bankalardan üç aylık paralar aldı. Bizi hiçbir zaman aç ve açık bırakmadı. Namusuyla yaşadı. Defterini mümkün mertebe açık tutmaya gayret ediyoruz. Birkaç gün önce aziz dostlarım eski, emekli Arifağa Camii imamlarından İsmail Doğru Hoca, ,Ahmet Yaşar Çakmak Hoca, Hafız İbrahim Aslan Hoca ve babamın sevgili dostlarından Ergun Ekiz’den 3 Aralık günü için birer Yasin okumalarını rica ettim. Hepsi de kabul ettiler. Ben de merhum babama ayrıca okuyacağım.
Avukat Hüsamettin Alpagut bugün için bir hoş sedadır. Bizi Tavşanlı’ya getirmekle iyi etmiş. Benim de binlerce dostum var. En büyük kazancım da dostlarım, sevenlerim. Ben Tavşanlı’ya ve Tavşanlılılara kurban olurum. Çok sevdiği meslektaşları avukat Ali İhsan Bakır, emekli avukat Cemal Dosdoğru, emekli avukat Halil İbrahim Manisalı, avukat Muammer Uslu bugün hayattalar. Merhum meslektaşları avukat Hüsnü Davutoğlu, avukat Yavuz Ökem, avukat Ethem Sözen’i de çok severdi.
Kütahya Barosu’nun ebediyete intikal eden değerli Baro Başkanlarından Emin Toktar Bey dâhil bazıları zaman içinde Tavşanlı’ya babama ziyarete gelir, kahvesini içerlerdi. Emekli Tuğbay merhum Hasan Tahsin Alpagut’un büyük oğlu, merhum Hâkim Mustafa Reşit Tugay’ın damadı, merhum Hakim Abdurrahman Serel’in kayınpederi, merhum avukat Nimet Alpagut( Buyurur) ‘un ağabeyi sevgili babam ışıklar içinde uyu. Sen çok sevdiğin aziz Tavşanlılılara emanetsin. Sevdiklerinden ricam, Asri Mezarlık’ta yakınlarını ziyarete gittiklerinde merhum babama da bir Fatiha okumalarıdır.