Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, böbrek yetmezliği hastalarının sayısının her geçen yıl arttığını ve bu durumun ciddi bir sağlık sorunu oluşturduğunu belirtti.
Türkiye'de diyaliz tedavisi gören 65 bin hastanın bulunduğunu ve 25 binden fazla hastanın böbrek nakli sırası beklediğini vurgulayan Üstündağ, bu hastalar için naklin en ideal tedavi yöntemi olduğunu ifade etti.
"Diyaliz Hayatta Tutuyor Ama Nakil İdeal Çözüm"
Prof. Dr. Üstündağ, diyaliz tedavisinin hastaların hayatta kalmasını sağlayan etkili bir yöntem olduğunu ancak bunun uzun vadeli ve ideal bir çözüm olmadığını dile getirdi.
Üstündağ, “Geçen yıl, böbrek yetersizliği nedeniyle yaklaşık 14 bin kişi nakil veya diyaliz olmadan hayatını sürdüremeyecek durumdaydı. Böbrek nakli bu hastaların yaşam kalitesini artırmak ve sürdürülebilir bir hayat sağlamak için en iyi tedavi seçeneğidir” dedi.
Kadavradan Nakil Oranları Azaldı
Kadavradan böbrek nakillerinde pandemi süreciyle birlikte büyük bir düşüş yaşandığını belirten Üstündağ, nakil oranlarının yüzde 10 seviyelerine kadar gerilediğini söyledi.
Pandemi öncesinde Türkiye’de böbrek nakillerinin yaklaşık dörtte birinin kadavradan, dörtte üçünün ise canlı vericiden yapıldığını hatırlatan Üstündağ, “Bu oranı en azından yarı yarıya olacak şekilde artırmayı hedefliyorduk. Ancak pandemi süreci bu hedefe ulaşmamızı engelledi” dedi.
"Organ Bağışını Artırmalıyız"
Kadavradan nakillerin yetersizliğine dikkat çeken Üstündağ, organ bağışının teşvik edilmesinin önemine vurgu yaptı.
“Toprak altında çürüyecek böbreklerin, karaciğerlerin ve diğer organların insanlara hayat vermesi temel amacımızdır. Kadavradan yapılan nakiller ne kadar artarsa, nakil bekleyen hasta sayısı o kadar azalır” ifadelerini kullandı.
Daha Fazla Farkındalık Gerekiyor
Üstündağ, hem halkın organ bağışı konusundaki bilincini artırmaya yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini hem de sağlık sisteminin bu süreçlere destek verecek şekilde güçlendirilmesinin önemini dile getirdi.
“Organ bağışı konusunda toplumda farkındalık yaratmalı ve bu konuda daha duyarlı bir yaklaşım benimsemeliyiz” diyerek sözlerini tamamladı.