Ancak, Tel Aviv'den gelen tepkiler, Macron'un duruşunda bir değişikliğe neden oldu. Macron, İsrail'e destek ziyaretinde bulunarak, çatışmalara "insani ara" verilmesini ve sivillerin hedef alınmasının durdurulmasını talep etti.
Macron'un sözleri, özellikle sivillerin hedef alındığı iddialarına odaklanarak, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından ciddi bir hata olarak nitelendirildi. Netanyahu, Fransa Cumhurbaşkanı'na yönelik açıklamalarında, "gerçek ve ahlaki açıdan ciddi bir hata" yaptığını ifade etti. Ayrıca, Netanyahu, sivillerin tahliyesini Hamas'ın engellediğini iddia ederek, İsrail'in saldırılarına meşru müdafaa kapsamında devam ettiğini savundu.
Macron'un tavrındaki değişiklik, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile yaptığı telefon görüşmesiyle birlikte ortaya çıktı. Macron, Herzog'a İsrail'i sivilleri hedef almakla suçlamak istemediğini ve bu yönde bir niyetinin olmadığını açıkladı. İsrail basını, Macron'un eleştirileriyle ilgili "hasar kontrolü" yaptığını ve Herzog'un bu değişikliği memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Her ne kadar Macron, önceki açıklamalarının İsrail'de "büyük acı ve üzüntü" yarattığını kabul etse de, daha sonraki düzeltmeleriyle İsrail'in meşru müdafaa hakkını açıkça desteklediğini vurguladı. Macron'un, Gazze'deki saldırılar konusundaki çıkışları, bölgedeki tansiyonun yüksek olduğu bir dönemde büyük bir uluslararası dikkat çekti. Macron'un, rehinelerin serbest bırakılması konusunda çalıştığı ve İsrail'in DEAŞ'a karşı mücadelede Hamas'la birleşik bir operasyon yürütmesi çağrısında bulunduğu da kaydedildi. Ancak, sonraki günlerdeki açıklamalarıyla birlikte Macron'un İsrail saldırılarına yönelik eleştirileriyle ilgili olarak geri adım attığı görülmektedir.
