Almanya’nın başkenti Berlin’de yaşanan olay, tıp dünyasında ve kamuoyunda büyük bir şok etkisi yarattı. Palyatif tıp uzmanı olan 40 yaşındaki Johannes M., savcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında şimdiye kadar 90 hastayı kasten öldürmekle suçlanıyor.

Soruşturma başlangıcında 15 kişinin ölümü tespit edilmişti ancak Bild gazetesi tarafından aktarılan bilgilere göre bu sayı zamanla 90’a kadar çıktı. Zanlının yalnızca Berlin’de değil, Köln ve Frankfurt şehirlerinde de cinayet işlediği öne sürülüyor.


KURBANLARA ANESTEZİ VE KAS GEVŞETİCİ UYGULADI

Savcılık, doktorun 22 Eylül 2021 tarihinden itibaren 25 ile 94 yaşları arasındaki hastalarına kas gevşetici ve anestezi ilaçları vererek solunumlarını durdurduğunu ve bu şekilde ölümlerine yol açtığını belirtiyor. Bu ilaç kombinasyonu, özellikle ağır hastaların vücut direncini tamamen ortadan kaldırıyor.

Bazı olaylarda Johannes M.'nin delilleri yok etmek amacıyla kurbanlarının evlerini ateşe verdiği de iddia edildi.


GEÇMİŞTE KATLİAMLARI ARAŞTIRMIŞTI  

Skandalı daha da büyüten detaylardan biri ise zanlının 2013 yılında Frankfurt’taki Goethe Üniversitesi’nde yazdığı doktora tezinde yaşlılara yönelik öldürme vakalarını analiz etmiş olması. Bu akademik çalışma, bugün onun gerçek motivasyonuna dair önemli ipuçları taşıyor olabilir.
 

Sebze yerken yapılan 3 büyük hata
Sebze yerken yapılan 3 büyük hata
İçeriği Görüntüle

Kamuoyuna konuşan eski komşuları ise Johannes M.'yi sıradan biri olarak tanımlıyor. Görünüşte dikkat çekmeyen, sessiz biri olduğunu belirten komşular, böyle bir suç işleyebileceğini tahmin bile edemediklerini söyledi.


AKADEMİK VE MESLEKİ KARİYERİ DE ŞAŞIRTTI

Akademisyen bir aileden gelen Johannes M.’nin annesi çocuk psikiyatristi. Kendisi de Frankfurt’ta tıp eğitimi aldıktan sonra, Marien Hastanesi’nde radyasyon onkolojisi üzerine uzmanlaştı. Uzun yıllar başarılı bir doktor profili çizen zanlının, çift hayat sürdüğü belirtiliyor.
 

Almanya'daki bu korkunç olayla ilgili soruşturma çok yönlü olarak sürüyor. Sağlık sistemindeki denetim eksiklikleri ve etik denetim mekanizmalarının yetersizliği de tekrar tartışmaya açıldı.

Kaynak: haber merkezi