Yapay zekâ araçlarının insanlara karşı önyargılı davrandığı yeni bir araştırmayla ortaya çıktı. Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlanan çalışmada, GPT-4, GPT-3.5 ve Meta’nın Llama 3.1 modeli gibi büyük dil modellerinin insan yazımı içerikler yerine kendi ürettikleri metinleri daha güvenilir bulduğu belirtildi. Araştırmacılar bu durumu “yapay zeka-yapay zeka önyargısı” olarak tanımlıyor.
Bu önyargı, gelecekte yapay zekâ sistemlerinin iş başvuruları, eğitim materyalleri, hibe değerlendirmeleri gibi alanlarda karar mekanizmalarında rol alması durumunda ciddi bir risk oluşturabilir. İnsanlara sistematik ayrımcılık uygulanabileceği uyarısı yapılıyor.
İŞ BAŞVURULARINDA SESSİZ TEHLİKE
Uzmanlar, günümüzde birçok şirketin iş başvurularını yapay zekâyla filtrelediğini belirtiyor. Araştırma, yapay zekâ tarafından hazırlanmış özgeçmişlerin insan eliyle yazılmış olanları geride bıraktığını ortaya koydu. Charles Üniversitesi’nden araştırmacı Jan Kulveit, X (eski Twitter) üzerinden, “Yapay zekâ ajanlarıyla dolu bir ekonomide insan olmak berbat bir şey olacak.” yorumunu yaptı.
Araştırmada modellere ürün, bilimsel makale ve film tanıtımları gösterildi; hem insan hem de yapay zekâ versiyonları karşılaştırıldı. Sonuçlar çarpıcıydı: Modeller düzenli olarak kendi ürettikleri içerikleri seçti ve GPT-4’ün önyargısı en güçlü çıktı. İnsan araştırmacılar da zaman zaman yapay zekâ yazılarını tercih etti, ancak bu eğilim çok daha zayıftı. Kulveit, “Güçlü önyargı sadece yapay zekaların kendisine özgü.” dedi.
İNSANLAR İÇİN OLASI RİSKLER
Araştırmacılar, bu önyargının eğitimden iş başvurularına, hibe değerlendirmelerinden dijital içerik seçimlerine kadar pek çok alana yansıyabileceğini belirtiyor. Yapay zekâ sistemleri, insan metinleri yerine kendi ürettiklerini tercih ederse, dijital uçurum derinleşebilir ve yapay zekâ araçlarına erişimi olmayanlar dezavantajlı duruma düşebilir.
Kulveit, pratik bir öneri olarak şunları dile getirdi: “Eğer yapay zekâ değerlendirmesinden geçiyorsanız, sunumunuzu yapay zekâya uyumlu hale getirin. Ancak insan kalitesinden ödün vermemeye çalışın.”





