Erzurum'da donmak üzereyken kuyruğu kesik halde bulunan ve tedavi ettirilerek yaşama tutunan kedi, Türkiye'nin ilk ve tek buz müzesinin adeta maskotu haline geldi.
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Ata Buz Eserleri Müzesi Koordinatör Yardımcısı Serap Bulat, kızıyla 5 ay önce üniversite yerleşkesinde bir alanda, kuyruğu kesik halde soğuktan donmak üzere olan kedi gördü.
Kediyi Atatürk Üniversitesi Hayvan Hastanesi'ne götürüp tedavi ve bakımlarını üstlenen Bulat, daha sonra "Fındık" ismini verdikleri kediyi müzeye getirdi.
Bulat ve personelin yakından ilgilenerek tüm ihtiyaçlarını karşıladığı sevimli kedi, yerli ve yabancı ziyaretçilerin yaz kış gezdiği müzenin neşe kaynağı oldu.
Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü Öğretim Üyesi ve Ata Buz Eserleri Müzesi Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Bulat eşi Serap Bulat'ın kışın bitkin halde bulduğu kediyi sahiplenerek bakım ve tedavilerini yaptırdığını söyledi.
Müzede kediyi herkesin çok sevdiğini anlatan Bulat, "Fındık'la müzeye gelen konuklar yakından ilgileniyor. Fındık şu an müzemizin sahibi gibi duruyor. Gelen konuklarla ilgileniyor, oyunlar oynuyor, insanlarla yakınlık kuruyor. Buranın artık maskotu durumuna geldi. Şimdi müzemizde yaşıyor. Serap hoca tüm bakımlarını, veteriner işlerini çözüyor." diye konuştu.
"Fındık müzemize ve bizlere renk katıyor"Fındık'a özenle baktıklarını, özel mamalar ve yiyeceklerle beslediklerini dile getiren Bulat, şunları kaydetti:
"Fındık burayı hiç terk etmiyor, bahçeye çıkıp otlarla falan oynuyor, sonra içeriye giriyor. Korkan ziyaretçiler olduğunda onu başka mekana taşıyoruz. Çocuklarla ve öğrencilerle daha çok haşır neşir. Buraya gelenlere kendini sevdiriyor ve negatif enerjiyi ortadan kaldırıyor. Fındık müzemize ve bizlere renk katıyor."
Müzenin ziyaretçilerinden üniversite öğrencisi Şule Geçit de Türkiye'nin tek buz müzesine sahip oldukları için gururlu olduklarını , müzedeki ortamın Fındık ile daha çok güzelleştiğini söyledi.
Müzenin güzel bir kediye ev sahipliği yapmasına çok sevindiklerini anlatan Geçit, "Buranın çok pozitif enerjisi var ve bu pozitif enerjiye bir minik kedicik katabilmek gayet güzel. Müzenin yanı sıra maskotumuzu görmek için de bazen buraya geliyoruz. Fındık ile ders çalışmak da çok güzel oluyor. Açıkçası tez dönemindeyim ve pozitif katkı sağladığını söyleyebilirim." dedi.
"Çocuklar kediyi çok seviyor"Neslihan Hacı Ömeroğlu ise kedinin müzede olmasının çevreye ve hayvanlara verilen değerin en güzel örneklerinden biri olduğunu belirterek, "Müzeyi ziyaret edenler ve çocuklar kediyi çok seviyor. Hatta kedilerden korkan çocuklar bile kaynaşmaya başladı, kedi fobisini yeniyorlar. Fındık buraya çok güzel enerji katıyor, bize çok alıştı. Zaten enerjisi çok iyi, ilgi bekliyor. Burada bir neşe kaynağı oldu." şeklinde konuştu.