Multiple Skleroz (MS), beyin ve omuriliği etkileyen, bağışıklık sisteminin sinir kılıflarına zarar verdiği kronik bir hastalıktır. Bu hastalık, genellikle genç erişkin yaşlarda başlamakta olup, kadınlarda erkeklere kıyasla iki kat daha sık görülmektedir.
MS’in kesin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik yatkınlık ve çevresel etkenlerin bir araya gelerek hastalığın gelişimini tetiklediği düşünülmektedir. Özellikle bağışıklık sisteminde meydana gelen bir sapma, vücudun kendi sinir hücrelerini yabancı bir tehdit gibi algılamasına yol açar. Bu durumda, bağışıklık hücreleri beyin ve omurilikteki sinir kılıflarına saldırarak hasara neden olur.
AİLEDE MS ÖYKÜSÜ RİSİ ARTIYOR
Aile bireylerinden birinde MS görülmesi, diğer bireylerde de hastalığın ortaya çıkma riskini artırmaktadır. Genetik yatkınlık bu noktada önemli bir rol oynar. Ayrıca bazı enfeksiyonların da MS’in tetikleyicisi olabileceği belirtilmektedir. Özellikle genç yaşta olmak, hastalık açısından bir risk faktörüdür.
MS BELİRTİLERİ VE SEYRİ
MS hastalığı, çoğunlukla ani başlayan ataklarla kendini gösterir. Bu ataklar sırasında görülen belirtiler şunlardır:
-
Görme kaybı (ağrılı ya da ağrısız olabilir),
-
Vücudun bir tarafında uyuşma ve hissizlik,
-
Denge kaybı,
-
Konuşma bozuklukları,
-
Kas güçsüzlüğü.
Bu belirtiler genellikle birkaç hafta içinde azalarak sönümlenebilir. Ancak bazı hastalarda semptomlar yavaş ilerleyerek kalıcı hasarlara neden olabilir. Hastalık, ataklarla seyreden, ilerleyici (progresif) ya da bu iki formun birleşimi şeklinde ilerleyebilir. Enfeksiyonlar, MS ataklarını tetikleyen önemli dış faktörlerdendir.
TANI VE TEDAVİDE ERKEN MÜDAHALE ÖNEMLİ
MS tanısında hastadan alınan ayrıntılı tıbbi öykü oldukça önemlidir. Nörolojik muayene, manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve lomber ponksiyon gibi yöntemlerle teşhis netleştirilmektedir. MR ile yeni plak oluşumları izlenebilirken, beyin-omurilik sıvısından elde edilen bulgular tanıya katkı sağlar.
Son yıllarda MS tedavisinde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Atak dönemlerinde kortizon içeren ilaçlarla akut tedavi uygulanırken, uzun vadeli hedef, yeni atakların ve plak oluşumlarının önlenmesidir. Tedaviye erken başlanması, hastalığın seyrini yavaşlatmakta ve yaşam kalitesini artırmaktadır.
MS İLE MÜCADELEDE FARKINDALIK HAYATİ ROL OYNUYOR
MS, erken tanı ve düzenli takip ile kontrol altına alınabilir bir hastalıktır. Özellikle ailesinde MS öyküsü olan bireylerin riskleri bilmeleri ve belirtiler konusunda bilinçli olmaları, erken teşhis açısından önemlidir. Toplumda MS farkındalığının artırılması, hastalıkla mücadelede önemli bir adımdır.




