Apiterapi yöntemiyle solunum hastalıklarına doğal çözüm
İnsan sağlığı için en temel ihtiyaçlardan biri olan temiz hava, özellikle solunum yolu hastalıklarında kritik bir rol oynar. Astım, bronşit, alerji ve kronik akciğer hastalıkları gibi pek çok rahatsızlık, solunan havanın kalitesizliğiyle doğrudan ilişkilidir. Bu çerçevede, doğadan gelen alternatif tedavi yöntemleri giderek daha fazla ilgi görmeye başladı. Bu yöntemlerden biri olan “api-air” yani arı havası soluma terapisi, apiterapi alanında yeni bir umut olarak dikkat çekiyor.
Apiterapi, arı ürünleriyle yapılan tedavilerin genel adıdır ve tarihçesi Antik Mısır dönemine kadar uzanır. Ancak günümüzde özellikle arı kovanı içinde oluşan havanın tedavi amaçlı kullanımı, Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede uygulanan alternatif tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Arı kovanının içinde bulunan bal, polen, propolis, balmumu, arı sütü gibi maddelerin ortam sıcaklığıyla buharlaşarak oluşturduğu hava, özel cihazlar yardımıyla hastalara solutuluyor.
Bu amaçla özel olarak tasarlanan “arı evleri” adı verilen yapılar kuruluyor. Bu evlerde kovanlar izole edilerek, arılarla doğrudan temas engelleniyor. Hastalar sadece belirli sürelerle bu şifalı havayı soluyor. Yapılan bilimsel araştırmalar, bu uygulamanın bronşit, astım, alerji, kronik baş ağrısı, depresyon gibi rahatsızlıklarda olumlu sonuçlar verdiğini ortaya koyuyor.
Almanya’da 2010 yılında düzenlenen uluslararası apiterapi konferansında sunulan bulgulara göre, kovan havasının özellikle solunum yolu enfeksiyonlarında etkili olduğu vurgulandı. Apiterapi uygulamaları, genellikle Nisan ayından Eylül ayına kadar olan dönemde gerçekleştiriliyor.
Arı havası hangi hastalıklara iyi geliyor?
Apiterapi kapsamında uygulanan arı havası soluma yöntemi, aşağıdaki hastalıklarda destekleyici tedavi olarak kullanılabiliyor:
Astım, Bronşit, Alerjiler, Kronik akciğer hastalıkları, Bağışıklık sistemi zayıflığı ,Migren ve kronik baş ağrısı ,Solunum yolu enfeksiyonları, Stres ve depresyon
Tedavi süresi genellikle günde iki kez yarım saat olarak planlanıyor ve 3 ila 12 gün boyunca uygulanıyor. Etkilerin görülmesi ise genellikle 6 ila 8 haftalık sürenin ardından gerçekleşiyor.
Türkiye'de arıcılık potansiyeli yüksek olmasına rağmen, bal dışında diğer arı ürünlerinin kullanımı henüz yaygın değil. Ancak bu alanda gelişen sağlık turizmi faaliyetleriyle birlikte, ülkemizde de apiterapi merkezlerinin yaygınlaşması bekleniyor.
Propolis, doğal antibiyotik özelliğiyle ön plana çıkarken; kovan havası da buharlaşan propolis sayesinde solunum rahatsızlıklarına karşı etkili bir çözüm sunuyor. Avrupa'daki bazı arıcılar, arılıklarını sağlık turizmi kapsamında değerlendirerek, ziyaretçileri hem arı ürünleriyle tanıştırıyor hem de apiterapi olanaklarından faydalanmalarını sağlıyor.
Doğanın sunduğu bu eşsiz tedavi yöntemi, modern tıbbın yanında tamamlayıcı bir seçenek olarak giderek daha fazla ilgi görmeye devam ediyor.