Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) tarafından yayımlanan “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2053’te Net Sıfıra Doğru” başlıklı rapor, sera gazı emisyonlarının azaltılması için atılması gereken adımları ortaya koydu.
Rapor, elektrik, sanayi, binalar, ulaştırma, tarım ve atık sektörlerini kapsarken; karbondioksit, metan, nitröz oksit ve F-gazları dahil tüm sera gazlarını dikkate aldı. Çalışmada 2025-2053 dönemi için iki senaryo üzerinde duruldu: mevcut politikaların devam ettiği “referans senaryo” ve yenilenebilir enerjiye hızlı geçişi, kömürden çıkışı ve elektrifikasyonu temel alan “net sıfır senaryosu”
Net sıfır senaryosuna göre Türkiye, 2035’e kadar sera gazı emisyonlarını 2021’e kıyasla yüzde 35 azaltabilir. Bu, emisyonların 2010 öncesi seviyelere dönmesi anlamına geliyor. 2053’e gelindiğinde ise toplamda yüzde 61’lik bir azaltım sağlanabileceği öngörülüyor.
Raporda, bu dönüşümün maliyetine de dikkat çekildi. Türkiye’nin 2025-2035 yılları arasında 265 milyar dolar ek yatırıma ihtiyaç duyacağı hesaplandı. Bunun yaklaşık yüzde 75’i bina sektöründeki dönüşümden kaynaklanıyor.
Elektrik ve sanayide büyük dönüşüm
Rapora göre elektrik sektöründe emisyonların yıllık ortalama yüzde 6,5 azaltılması mümkün. Bu alandaki dönüşüm için 80,1 milyar dolarlık yatırım gerektiği belirtildi. Sanayi sektöründe ise 2035’e kadar yaklaşık 8,3 milyar dolarlık ek yatırım öngörülüyor. Bu yatırımlar sayesinde sanayi emisyonlarının 2025’e kıyasla 2035’te yüzde 22, 2053’te ise yüzde 44 oranında düşürülebileceği ifade edildi.
Ulaştırmada elektrifikasyon ve tasarruf fırsatı
Ulaştırma sektöründe emisyonların 2053’te 2025 seviyesine göre yüzde 52 azaltılabileceği hesaplandı. Bu dönüşüm için 75,3 milyar dolar yatırım öngörülürken, fosil yakıtlardan uzaklaşma sayesinde 111,9 milyar dolar tasarruf sağlanabileceği kaydedildi. Böylece ulaştırmadaki net fayda 36,5 milyar dolar olacak.
“Türkiye planlı bir stratejiyle emisyonlarını azaltabilir”
İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, Türkiye’nin 2021 yılını emisyonların zirve yaptığı yıl olarak kabul etmesi gerektiğini belirtti. Şahin, “Türkiye, 2025’ten itibaren hızla emisyon azaltımına başlarsa 2035’te yüzde 35 azalma sağlayabilir. Bu, emisyonların 2010 öncesi seviyelere dönmesi demek.” dedi.
