EY (Ernst & Young), küresel ölçekte yürüttüğü Küresel Risk Dönüşümü Araştırması ile işletmelerin değişen risk ortamına nasıl uyum sağlayabileceklerini ortaya koydu. Araştırma, risk yönetiminde stratejik yaklaşımın şirketlerin sürdürülebilirliği ve dayanıklılığı açısından kritik hale geldiğini vurguluyor.
Küresel çapta 1.200 risk profesyonelinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, iş dünyasında risk kavramının giderek daha karmaşık hale geldiğini ve şirketlerin artık sadece “uyum odaklı” değil, “stratejik risk yönetimi odaklı” bir anlayış geliştirmeleri gerektiğini gösteriyor.
DÖNÜŞEN İŞ DÜNYASINDA RİSKİN TANIMI DEĞİŞİYOR
Son yıllarda yaşanan küresel ekonomik dalgalanmalar, jeopolitik belirsizlikler ve yapay zekâdaki hızlı gelişmeler, risk kavramını kökten değiştirdi. Artık risk yalnızca kontrol edilmesi gereken bir tehdit değil, doğru yönetildiğinde stratejik fırsatlar yaratabilen bir unsur haline geldi.
EY araştırmasına göre, bu dönüşümün merkezinde “risk stratejisti” yaklaşımı bulunuyor. Geleneksel risk anlayışının ötesine geçen bu modelde, risk yönetimi şirketin genel stratejisine entegre ediliyor; karar alma süreçleri ise veri odaklı analizlerle destekleniyor.
Araştırmaya katılanların %58’i pandemi sonrası risk stratejilerini dönüştürdüklerini, %20’si ise tamamen yenilediklerini belirtti. Buna karşılık, geleneksel yaklaşıma sahip şirketlerde bu oran yalnızca %7 seviyesinde kaldı.
STRATEJİK RİSK YÖNETİMİ DAHA GÜÇLÜ PERFORMANS SAĞLIYOR
EY verilerine göre, risk yönetimini stratejik düzeyde ele alan şirketler, krizlere karşı daha dirençli bir yapı sergiliyor. Bu şirketler, beklenmedik olaylarda daha hızlı aksiyon alabiliyor ve finansal performanslarını koruyabiliyor.
Ayrıca, risk stratejistleri; siyasi ve jeopolitik belirsizliklerin satışlar ve yatırımlar üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indiren kurumlar olarak öne çıkıyor. Risk yönetimini bir “maliyet merkezi” değil, büyüme ve rekabet avantajı aracı olarak gören bu şirketler, iş süreçlerine risk analizini doğrudan entegre ediyor.

RİSK STRATEJİSTİ MODELİNE GEÇİŞİN BEŞ ANAHTARI
EY Küresel Risk Dönüşümü Araştırması, şirketlerin gelenekselci yaklaşımdan risk stratejisti vizyonuna geçişi için beş temel adım belirliyor:
- Vizyon ve yol haritası oluşturulmalı: Şirket genelinde sahiplenilen ve stratejik odaklı bir risk yönetim vizyonu belirlenmeli.
- Kültürel dönüşüm başlatılmalı: Uyum ve cezadan kaçınma kültüründen, değer üreten risk anlayışına geçiş yapılmalı.
- Yeni metrikler tanımlanmalı: Sadece risk azaltmaya değil, doğru riskleri üstlenmeye odaklanan ölçüm sistemleri geliştirilmeli.
- Teknoloji dönüşümü sağlanmalı: Yapay zekâ ve veri analitiği, stratejik risk yönetiminin merkezine yerleştirilmeli.
- Yetenek geliştirilmesine yatırım yapılmalı: Risk uzmanlarının “iş dili”ni etkin kullanabilmeleri ve analitik düşünme becerilerinin artırılması sağlanmalı.
Bu adımların, şirketlerin belirsizlik ortamında daha sağlam temeller üzerinde hareket etmesini sağlayacağı belirtiliyor.
“YENİ DÖNEM RİSK YÖNETİMİ, VİZYON VE TEKNOLOJİYLE ŞEKİLLENİYOR”
EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı ve Risk Danışmanlığı Lideri Emre Beşli, araştırma sonuçlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Dünyada değişen risk faktörleri artık daha bağlantılı, hızlı ve karmaşık hale geliyor. Bu da risk yönetiminde farklı bir bakış açısına duyulan ihtiyacı artırıyor. ‘Risk stratejisti’ yaklaşımı, kurumlara hem stratejik derinlik hem de operasyonel esneklik kazandırıyor. Yapay zekâ, simülasyon ve senaryo planlama gibi yöntemler, modern risk yönetiminin merkezinde yer alıyor. Elbette bu dönüşüm, kurum içinde yeni bir risk vizyonu, kültürel farkındalık ve teknoloji altyapısı gerektiriyor.”
Beşli ayrıca, risk profesyonellerinin de bu dönüşüme paralel olarak yeni yetkinlikler kazanması ve veri temelli düşünme becerilerini güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.
STRATEJİK RİSK YAKLAŞIMI GELECEĞİN ŞİRKETLERİNİ ŞEKİLLENDİRİYOR
EY araştırması, şirketlerin uzun vadeli başarısının artık yalnızca finansal performansa değil, risk yönetiminde gösterdikleri stratejik olgunluğa da bağlı olduğunu gösteriyor.
Gelenekselci anlayıştan uzaklaşıp risk stratejisti yaklaşımını benimseyen kurumlar, belirsizlikleri fırsata dönüştürerek hem sürdürülebilir büyüme sağlıyor hem de küresel rekabet gücünü artırıyor.



