Balıkesir Sındırgı, Manisa Gördes ve Kütahya Simav çevresinde son dönemde artan sismik hareketlilik vatandaşları tedirgin ediyor. Uzmanlar, depremlerin nedenlerini net olarak ortaya koymanın detaylı yer altı ve yüzey araştırmaları gerektirdiğini belirtiyor.

Sismik hareketliliğin detayları

İTÜ Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, son dönem hareketliliği ve olası nedenlerini açıkladı.

Büyük depremler genellikle fay kırılması ile meydana gelirken, küçük ve orta büyüklükteki sarsıntılar yer altındaki magma hareketi veya sıcak su ve gaz aktivitesi gibi nedenlerle de oluşabiliyor.

Batı Anadolu ve Ege Bölgesi, yer kabuğunun ince, fayların yoğun ve ısı akısının yüksek olduğu alanlar olması nedeniyle deprem fırtınalarına sık rastlanan bir bölge.

Sismik etkinlikler günler, haftalar veya nadiren yıllarca sürebiliyor.

Sındırgı, Gördes Ve Simav’da Deprem Hareketliliği1

Kuşadası’nda 14 yıldır aranan hükümlü yakalandı
Kuşadası’nda 14 yıldır aranan hükümlü yakalandı
İçeriği Görüntüle

Sındırgı’daki depremler ve tartışmalar

10 Ağustos 2025’te Sındırgı ile Akşehir arasında meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem ve 27 Ekim’de Sındırgı güneydoğusunda yaşanan 6.1 büyüklüğündeki ikinci deprem, bölgedeki hareketliliği artırdı.

8 Kasım itibarıyla deprem fırtınası kapsamında meydana gelen depremlerin sayısı 16 bine yaklaştı.

Sındırgı’daki bu sarsıntıların nedenleri net değil; MTA magma hareketiyle tetiklenen fayları işaret ederken, AFAD etkinliği Sındırgı Fayı’na bağlıyor. Bazı uzmanlar ise bölgede daha önce bilinmeyen fayların bulunduğunu öne sürüyor.

Sındırgı, Gördes Ve Simav’da Deprem Hareketliliği2

Gördes ve simav’da artan sismik etkinlik

Gördes’in güneyinde 6 Kasım’dan itibaren 60 civarında 3.1–6.0 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

Simav kuzeyinde ise Nisan ortalarından 8 Kasım’a kadar 4 bin civarında 4.0–5.4 büyüklüğünde deprem yaşandı.

Her iki bölgede de depremler hala devam ediyor.

Bilimsel çalışmalar ve gelecek riskleri

Uzmanlar, bilinmeyen aktif fayların tespiti, magma kütlelerinin varlığı ve faylar üzerindeki etkileri gibi soruların yanıtlanması için uluslararası iş birliğiyle kapsamlı jeolojik, jeofizik ve jeodezik çalışmaların şart olduğunu vurguluyor.

Bu çalışmalar hem bilimsel bilgi için hem de yeni yerleşim alanlarının planlaması açısından kritik öneme sahip.

Kaynak: AA