Genetik mühendisliğinde çığır açacak proje başlatıldı
İngiltere merkezli bilim insanları, insan DNA'sını sıfırdan yeniden inşa etmeyi amaçlayan Sentetik İnsan Genomu (SynHG) projesi kapsamında ilk adımı attı. İnsan genomunun yaklaşık yüzde 2’sini oluşturan tek bir kromozom parçasının sentetik olarak üretilmesini hedefliyor.
Proje, insan genomunun dijital olarak tasarlanması ve ardından laboratuvar ortamında DNA dizilerinin sıfırdan üretilmesi üzerine kuruluyor. Bu yaklaşım, sadece insan genetiğini daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olmakla kalmayacak; aynı zamanda kişiye özel tedaviler, virüslere dirençli doku nakilleri ve sentetik hücre teknolojileri gibi yeni uygulamaların da önünü açabilir.
Oxford, Kent, Manchester, Cambridge ve Imperial College London üniversitelerinden uzmanların yer aldığı proje ekibi, gelişmiş yapay zekâ ve robotik sistemlerle süreci destekliyor. Araştırmacılar, “sınır gökyüzüdür” ifadesiyle projenin potansiyelini vurgularken, bazı bilim insanları bu hedeflerin mevcut teknolojiyle kısa vadede gerçekleştirilebileceği konusunda temkinli yaklaşıyor.
Francis Crick Enstitüsü’nden genetikçi Robin Lovell-Badge, sentetik genom projeleriyle ilgili heyecanını dile getirerek, “Bir şeyi gerçekten anlamak istiyorsanız onu sıfırdan inşa etmeniz gerekir” değerlendirmesinde bulundu. Ancak Lovell-Badge, sentetik insanların üretilmesine yönelik herhangi bir planın olmadığını ve bu tür fikirlerin güvenli bulunmadığını da vurguladı.
SynHG projesi aynı zamanda etik, hukuki ve sosyal etkileri de göz önünde bulundurarak çok disiplinli uzmanlarla birlikte yürütülüyor. Araştırmacılar, kamuoyuyla sürekli iletişimde kalmayı hedefliyor.
Genetik rahatsızlıklara yönelik çalışan Progress Educational Trust (PET) Direktörü Sarah Norcross, bu tür projelerin toplumsal tartışmaları tetikleyeceğini belirterek, "Araştırmacılar ile halk arasında açık iletişim kurulması hayati önem taşıyor" dedi.
Sentetik insan genomu çalışmaları, genetik mühendisliğinin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Ancak bu tür araştırmaların etik sınırlar çerçevesinde şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiği konusunda bilim dünyası hemfikir.