Aksaray’da modern teknolojilerle donatılmış bir hayvancılık işletmesi, süt üretiminde robotik sağım sistemine geçerek hem verimi hem de hijyeni üst seviyeye taşıdı. Kent merkezine 20 kilometre uzaklıkta bulunan, 500’ün üzerinde büyükbaşı barındıran tesis, iş gücü maliyetini düşürmek ve üretim kalitesini artırmak amacıyla 8 adet robotik sağım ünitesi kurdu.
Sistemde, sağım robotuna giren inekler, otomatik olarak tanınıyor ve süt verimlerine göre özel yemlerle ödüllendiriliyor. Robot, memeleri özel solüsyonla temizledikten sonra sağım işlemini el değmeden gerçekleştiriyor. Böylece süt, doğrudan soğuk zincire aktarılıyor ve hijyen en üst seviyede tutuluyor.
VERİM YÜZDE 30’A KADAR ARTIYOR
İşletme yöneticisi Ahmet Çağatay Yapılcan, robotik sistem sayesinde günde yaklaşık 9 ton süt üretildiğini belirtti. Yapılcan, “8 robotla günlük 560 büyükbaş hayvana kadar sağım yapabiliyoruz. Şu anda 300 hayvan sistemde aktif olarak yer alıyor. Hayvan başına ortalama 32 litre süt elde ediyoruz. Bu da verimde ciddi bir artış anlamına geliyor,” dedi.
Robotik sistemin en büyük avantajının el değmeden işlem yapılması olduğunu belirten Yapılcan, “Bu yöntem hem hijyeni sağlıyor hem de iş gücü maliyetlerini azaltıyor. Geleneksel sağımda 20-25 personel gerekirken, robotik sistemle bu sayı 10-15’e düştü,” ifadelerini kullandı.
İNEKLER KENDİ İSTEĞİYLE ROBOTA GİRİYOR
Sistemin tamamen otomatik olduğunu vurgulayan Yapılcan, hayvanların sağım zamanını kendilerinin belirlediğini söyledi:
“Hayvan, süt doluluğunu hissettiğinde kendi isteğiyle robota giriyor. Sağım esnasında, süt verimine göre kesif yem önüne bırakılıyor. Bu ödül mekanizması sayesinde hayvan strese girmiyor ve süt verimi artıyor.”
İşletme yöneticilerinden Kaan Yapılcan ise Aksaray’da robotik sağım sistemini ilk uygulayan tesislerden biri olduklarını belirterek, “Sektörde büyük ilgi gördük. Çok sayıda çiftçi sistemi yerinde görmek için bizi ziyaret ediyor. İlk başta şaşkınlık yaratan bu sistem, kısa sürede yaygınlaşmaya başladı,” dedi.
Robotik sağım sistemleri, Türkiye’de hayvancılığın geleceğinde hem sürdürülebilir üretim hem de yüksek kalite açısından önemli bir yenilik olarak değerlendiriliyor.
