Bayazıt, çalışmalarda ilham kaynağı olarak Topkapı Sarayı’nda sergilenen Osmanlı dönemine ait tılsımlı gömlekleri temel aldıklarını ifade etti. Bu gömleklerin tarih boyunca padişahlar, komutanlar ve din alimleri tarafından kullanıldığını, üzerlerinde ayetler, dualar ve çeşitli sembollerin yer aldığını belirtti. Bayazıt, bu geleneğin kültürel ve sanatsal yönlerini ön plana çıkararak, tılsımlı gömlekleri günümüz sanatıyla bütünleştirme hedefiyle çalıştıklarını vurguladı.
AİLEDEN GELEN BİRİKİMLE SANAT SÜRECİ GELİŞTİRİLDİ
Sanatçının bu alandaki deneyimi, kayınvalidesi Fatma Bayazıt’ın yaklaşık 20 yıl önce başlattığı çalışmalarla başladı. Fatma Bayazıt, Topkapı Sarayı’ndaki gömleklerden esinlenerek tablo formatında özgün eserler üretmiş, bu çalışmalarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanına layık görülmüştü. Selda Bayazıt, bu sanatı ailesinden devralarak kendi atölye sürecine taşımış durumda.
Bayazıt, her eserin kırk parçadan oluştuğunu ve yoğun bir ekip çalışması gerektirdiğini ifade etti. Üretim sürecinde ilk aşamada kumaşa doğal yollarla eskitme uygulanıyor. Bu işlemde çay, ceviz ve soğan kabuğu gibi doğal malzemelerle boyama teknikleri kullanılıyor. Sonrasında gömlek kalıbı hazırlanıyor, hat ve tezhip motifleri kumaş üzerine işlenerek birleşim sağlanıyor. Eserler, gömlek formunda tabloya dönüştürülüp çerçevelenerek tamamlanıyor.
FARKLI ÖLÇÜLERDE ÜRETİM VE SERİ ÇALİŞMALAR SÜRDÜRÜLÜYOR
Atölyede yaklaşık iki ay süren büyük boy eserlerin yanı sıra 50x50 cm ve 70x70 cm ölçülerinde küçük boyutlu tablolar da seri olarak üretiliyor. Bayazıt, bu üretimi KİGEM Projesi’nin desteğiyle sürdürdüklerini, çalışmaların sürdürülebilir şekilde planlandığını belirtti.
Bayazıt, sanat yoluyla geleneksel mirası geleceğe taşımayı amaçladıklarını ifade etti. Çalışmaların temel amacının, geçmişten günümüze uzanan bu özgün kültürel birikimin korunarak çağdaş sanatla yorumlanması ve yeni nesillere aktarılması olduğunu belirtti.




