Yıllık kira artışlarında Adana yüzde 189’luk artışla ilk sırada yer alırken, İzmir yüzde 176 artış oranıyla ikinci, Manisa ise yüzde 175’lik dilimde üçüncü oldu.

TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş, ekonomi ve kent gelişiminde yönlendirici etkisi bulunan, reel sektörün atardamarları arasında yer alan ve pek çok şirkete ev sahipliği yapan organize sanayi bölgelerine (OSB) ilişkin güncel bir araştırma hazırladı.

TSKB'den yapılan açıklamaya göre, son yıllarda sanayi yapılarına yönelik talebin arttığına dikkat çekilen araştırmaya göre, bu gelişmenin hem arsa satış değerlerini hem de fabrika kira değerlerini etkilediği ifade edildi.

Yıllık kira artışlarında Adana yüzde 189’luk artışla ilk sırada yer alırken, İzmir yüzde 176 artış oranıyla ikinci, Manisa ise yüzde 175’lik dilimde üçüncü oldu.

Denizli yüzde 81 ile en düşük kira artış oranına sahip kent olurken, 31 OSB’nin ortalama artış oranı yüzde 111 olarak gerçekleşti.

Açıklamada görüşlerine yer verilen TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, fabrika kiralarındaki artışta arsa tahsislerinin tamamlanmasıyla birlikte sınırlı fabrika arzı ve talep artışının önemli rol oynadığını kaydetti.

Lojistik avantajlarının talebi etkilediğini aktaran Maya, "2021 yılında gözlemlenen önemli orandaki artış nedeniyle baz etkisinin görüldüğü yerlerde ve tesislerin genellikle mal sahipleri tarafından kullanıldığı OSB’lerde yıllık kira artışları sınırlanabiliyor. 2020 yılında yaşanan pandemi süreciyle birlikte öncelikle Marmara Bölgesi’nde görülen talep artışı, 2021 yılı itibarıyla diğer bölgelere kıyasla bu bölgede fiyatları daha çok artırdı. Bu durumun, kira düzeyi en yüksek OSB’lerin bu bölgemizde bulunmasının başlıca sebebi olduğunu söyleyebiliriz.

Adana, İzmir ve Manisa’nın ise sahip olduğu lojistik avantaj doğrultusunda daha yüksek talep aldığını ve diğer OSB’lerin bulunduğu illerden olumlu ayrıştığını gözlemledik. Yıllık kira artışının en az gerçekleştiği il yüzde 81 oranla Denizli olurken, yüzde 189’luk artışla ise Adana en fazla artışın yaşandığı bölge olarak dikkat çekiyor.” ifadelerini kullandı.

Gayrimenkulün pazar değerinin yatırımın bir yıllık kira değerine bölünmesiyle geri dönüş süresinin hesaplanabildiğini anlatan Maya, OSB’lerde ortalama geri dönüş süresinin 2022 yılındaki ortalama değeri olan 16,6 yıldan, 2023 yılında 18 yıla ulaştığına dikkati çekti.

İstanbul ve çevresinde ortalamanın altında artış oranları gözleniyor

İnşaat maliyetlerinde yaşanan artışlar ve endüstriyel yapılara artan taleplerin geri dönüş sürelerinde artışa yol açtığını belirten Maya, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Marmara Bölgesi’nde geri dönüş süreleri 14,5-17,5 yıl aralığında iken Karadeniz hariç diğer bölgelerde geri dönüş sürelerinin 17-21 yıl aralığında değiştiği görünüyor. Arsa değerlerinin doluluk oranının yüksek olması ise sınırlı arsa arzı ve talep artışından olumlu etkileniyor. Arsa değer artışlarında İzmir, Manisa gibi illerde talep artışı en önemli itici güç olurken, Kayseri ve Adana’da baz değerlerin düşük olmasının da güçlü artış oranlarında etkisi bulunuyor.

Piyasası daha oturmuş olan ve yüksek satış birim değerlerine sahip olan İstanbul ile yakın çevresinde ise ortalamanın kısmen altında artış oranları gözlemleniyor. Arsa değer artışı ile kira değer artışının uyumlu olmasını piyasanın sağlıklı ilerlediğine yönelik bir işaret olarak da değerlendirebiliriz. OSB’lerde yıllık arsa değer artışına baktığımızda yüzde 117’lik bir ortalama görüyoruz. Yıllık arsa değer artışlarında Kayseri, İzmir, Antalya, Manisa ve Adana ön plana çıkarken, tüm bölgelerde enflasyonun üzerinde bir artış gerçekleştiği de dikkat çekiyor."

Doluluk oranlarının yüksek olduğu organize sanayi bölgelerinde talebin de yüksek olduğunu ifade eden Maya, diğer yandan düşük doluluk oranlarının doğrudan talep olmadığının bir göstergesi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.

Yeni gelişme sahaları açılan veya yeni kurulan organize sanayi bölgelerinde doluluk oranlarının düşük olduğunun görülebildiğine değinen Maya sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çalışmaya konu OSB’lerin 8’i haricinde tamamında doluluk oranı yüzde 90’ın üzerinde yer alıyor. Doluluk oranının yüksek olması, gelecek dönemlerde alternatif bir bölge oluşturulmaması durumunda kira değerlerinin yukarı yönlü artışını destekleyebilecek.

Türkiye tarımı için 250 araştırmacı ve 110 öğrenci birlikte çalışıyor Türkiye tarımı için 250 araştırmacı ve 110 öğrenci birlikte çalışıyor

​​​​​​​Diğer yandan, İzmir örneğinde doluluk oranlarının düşük olmasına karşın gözlemlenen güçlü kira artışı, bölgeye talebin artış gösterdiğinin en belirgin göstergelerinden biri. Tekirdağ’da son yıllarda OSB sayısı hızla artarak 14’e ulaşmakla birlikte, doluluk oranlarının diğer bölgelere kıyasla kısmen düşük olduğu dikkat çekiyor. Bölgedeki diğer illerdeki yüksek doluluk oranları ile birlikte daha düşük kira bedellerine sahip olması, bölgeyi olumlu etkileyebilir. Bu sayede kapasitenin doğru bir şekilde yönetimi de önem kazanıyor.”

Muhabir: Kullanıcı bulunamadı.