Almanya’da yürütülen yeni bir araştırma, yüksek oranda işlenmiş gıdaların (UPF) tamamının sağlığa zararlı olduğu yönündeki yaygın görüşü yeniden gündeme taşıdı. Potsdam’daki Alman İnsan Beslenmesi Enstitüsü’nden Prof. Dr. Matthias Schulze, işlenmiş gıdaları tek tip bir kategori altında değerlendirmenin yanlış olduğunu belirtiyor.
Schulze’ye göre gıda seçimi yapılırken yalnızca işlem derecesine bakmak yeterli değil; ürünün içeriği, besin profili ve tüketim sıklığı da en az işlem seviyesi kadar önemli. Bu açıklamalar, özellikle paketli gıdalara yönelik artan endişeler arasında tüketicilerin daha bilinçli bir yaklaşım geliştirmesi gerektiğini gösteriyor.
“BESİN DEĞERİ YÜKSEK KALARAK İŞLENEBİLEN ÜRÜNLER DE VAR”
Prof. Schulze, fast food, şekerli içecekler ve paketli atıştırmalıkların sağlık açısından risk oluşturduğunu kabul ediyor. Ancak aynı kategoride yer alan tüm ürünlerin aynı etkiye sahip olmadığını hatırlatıyor. Örneğin dondurulmuş sebzeler, şekersiz bitkisel sütler veya tam tahıllı ekmekler teknik olarak UPF kapsamında değerlendiriliyor olsa da besin değerini büyük ölçüde koruyabiliyor.
Bu nedenle, işlem derecesi tek başına ürünün sağlıksız olduğu anlamına gelmiyor. Araştırma da bu ayrımı güçlendiriyor ve bazı işlenmiş gıdaların doğru üretim teknikleriyle sağlık açısından güvenli olabileceğini ortaya koyuyor.
YANILTICI GENELLEME: AYNI KATEGORİDE FARKLI İÇERİKLER
Schulze, tüm UPF ürünlerini “zararlı” olarak etiketlemenin tüketiciler için yanıltıcı olduğunu ifade ediyor. Çünkü içerik açısından tamamen farklı olan ürünler tek bir başlık altında toplanıyor.
Şeker yükü yüksek bir mısır gevreği ile lif bakımından zengin, şekersiz bir tam tahıllı ürünün aynı sınıfa konmasının hatalı olduğuna dikkat çeken uzman, tüketicilerin etiket okumaya ve içerik karşılaştırmaya daha fazla önem vermesi gerektiğini belirtiyor. Bu bakış açısı, özellikle sağlıklı beslenmeye yönelen kişiler için daha gerçekçi bir değerlendirme sunuyor.
