Türkiye'nin savunma sanayiindeki dev hamleleri uluslararası basının gündeminden düşmüyor. Son olarak, Fransız Le Figaro gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından resmi startı verilen yeni Milli Uçak Gemisi (MUGEM) projesini masaya yatırdı. Gazete, Türkiye'nin bu iddialı projesiyle Fransız uçak gemisi Charles de Gaulle'ü dahi geride bırakarak Akdeniz'in en büyük savaş gemisini inşa eden ülke konumuna yükseleceğini belirtti. Bu proje, "devasa" olarak nitelendirilirken, Türkiye'nin denizlerdeki gücünü pekiştirme hedefinin en somut adımlarından biri olarak görülüyor.
Habere göre, 2030 yılında hizmete girmesi beklenen MUGEM, savaş uçaklarının yanı sıra son nesil insansız hava araçlarını da taşıyabilecek. Bu geminin, Türkiye'de tasarlanıp inşa edilecek ilk gerçek uçak gemisi olma özelliği taşıması, projenin stratejik önemini daha da artırıyor.
Boyutları ve Operasyonel Kabiliyetleriyle Sınıfının Öncüsü
Milli Uçak Gemisi'nin teknik özellikleri, şimdiye kadar Akdeniz'de "amiral gemisi" olarak kabul edilen Fransız Charles de Gaulle'e karşı açık bir üstünlük sergiliyor. Le Figaro, MUGEM'in 285 metre uzunluğunda, 72 metre genişliğinde ve 60 bin tondan fazla deplasmana sahip olacağını vurguluyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Charles de Gaulle 261 metre uzunluğunda ve 42 bin 500 ton deplasmana sahip. Bu veriler, Türkiye'nin inşa edeceği geminin boyut ve kapasite olarak rakibini net bir şekilde geçeceğini gösteriyor.
Gemi, operasyonel kabiliyetleriyle de fark yaratıyor. Mühendis Üsteğmen Aykut Demirezen'in açıklamalarına göre, Milli Uçak Gemisi yakıt ikmali yapmaksızın Türkiye'den ABD'nin New York eyaletine kadar gidip gelebilecek menzile sahip olacak. Ayrıca, özel olarak tasarlanan hidrodinamik pruvası sayesinde yakıt tüketiminde yaklaşık yüzde 1,5'lik bir azalma sağlanarak uzun menzilli operasyonlarda önemli bir avantaj elde edilecek.
SİHA'lar için Özel Tasarım: Geleceğin Deniz Gücü
Projenin en yenilikçi yönlerinden biri, geminin savaş konseptinin ana merkezine insansız hava araçlarını (İHA) koyması. Batılı uçak gemilerinin geleneksel olarak insanlı savaş uçakları için tasarlandığına dikkat çeken Le Figaro, Milli Uçak Gemisi'nin en başından itibaren KIZILELMA ve ANKA 3 gibi son nesil silahlı insansız hava araçlarını (SİHA) taşıyabilecek şekilde planlandığını belirtiyor. Bu yaklaşım, Türkiye'nin deniz harp doktrinini geleceğin savaş koşullarına göre şekillendirdiğini gösteriyor. Gemi, ayrıca HÜRJET uçağını da envanterine dahil edebilecek.
Yaklaşık 50 hava aracını taşıması beklenen bu dev platformun 2027-2028 yıllarında denize indirilmesi, 2030'da ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine katılması hedefleniyor.
Milli Uçak Gemisi projesinin en gurur verici detaylarından biri de yüzde 80'den fazlasının yerli üretim olacağı garantisi. Bu yüksek yerlilik oranı, Türkiye'nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığı azaltma ve kritik teknolojileri kendi imkanlarıyla geliştirme konusundaki kararlılığını pekiştiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TCG Anadolu'dan daha büyük bir gemi inşa edileceğini duyurması, bu alandaki vizyonun büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Le Figaro'nun haberine göre, belirlenen takvime sadık kalınması durumunda Türkiye, ABD, Rusya, Fransa ve Çin gibi bu boyutta bir uçak gemisini tasarlayabilen sınırlı sayıdaki ülkenin kulübüne dahil olacak. Bu, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda Türkiye'nin teknolojik ve mühendislik yetkinliklerinin küresel ölçekte tescili anlamına geliyor. Fransız basını, Türkiye'nin bu projesiyle denizcilik camiasında güçlü bir etki yaratmak istediğini vurguluyor. Bu dev gemi, Türkiye'nin "Mavi Vatan" doktrinini pekiştirerek bölgesel ve küresel denizlerdeki etkinliğini önemli ölçüde artıracak.





